Elazığ’da iki öğrenci, doğada 400-500 yıl kalan zararlı plastiklerin yerine, doğal gübre görevi gören mısır nişastası, badem yağı, peynir altı suyu ve patlamış mısır tozundan biyolojik plastik üreterek katıldıkları yarışmada birincilik kazandı.
Elazığ Bilim ve Sanat Merkezi 10. sınıf öğrencileri Ceyda Dağla ve Ayça Zişan Şeker, mısır nişastası, badem yağı, peynir altı suyu ve patlamış mısır tozunu kullanarak biyolojik plastik üretti. Öğrenciler ayrıca ürettikleri biyoplastiğe, kekik, tarçın, zerdeçal, zencefil, karanfil gibi maddelerde ekleyerek hem aromalı, hem de mikro organizmaya karşı daha güçlü olmasını sağladı. Toprakta 3 ay içerisinde yenilenebilen biyoplastik ile TÜBİTAK liseler arası yarışmasına katılan öğrenciler, kimya dalında bölge birincisi oldu.
TÜBİTAK bölgeler arası yarışmasında kimya alanında birinci olarak finale katılmaya hak kazandıklarını belirten öğrencilerden Ceyda Dağlı, “Bildiğiniz üzere plastiklerin zararları çok fazla. Yıllık plastik üretiminde 150 milyon tonun üzerinde polimer kullanılıyor ve bunlardan da 500 milyon tonun üzerinde toksit madde ortaya çıkıyor. Bu toksit maddelerin insan sağlığından, deniz canlılarına kadar birçok alanlarda zararları bulunmaktadır. Biz bu projemizde adi plastiklerin yerine doğal maddelerden ürettiğimiz biyoplastiğimizle hem içerisinde bulunan peynir altı suyuyla ülke ekonomisine katkıda bulunmak istedik hem de doğaya zararsız, toprağa doğal gübre özelliğe sahip madde üretimi gerçekleştirdik” dedi.
"HAYVAN YEMİ OLARAK TÜKETİLEBİLİR"
Ürettikleri ürün hakkında bilgi veren Ayça Zişan Şeker ise, “Biyoplastiğin içerisinde mısır nişastası, su ve badem yağı kullandık. Daha sonra atık bir madde olan peynir altı suyunun kanser önleyici etkisi ve protein olarak çok fazla zengin olmasından dolayı peynir altı suyunu kullanıp bir atığı geri dönüştürmüş olduk. Aynı zamanda patlamış mısır tozu kullandık. Ürettiğimiz biyoplastik doğada kısa bir sürede çözümleniyor. Ayrıca doğal gübre özelliği gösteriyor. Bunun yanı sıra toz haline getirilip hayvan yemi olarak ta tüketilebilir. Ayrıca tamamen doğaya dost olması yenilenebilir kaynaklardan üretilmiş olması, plastiklerin günümüzde çevreye verdiği zararların önüne geçmesini sağlıyor. Bu sayede hem ülke ekonomisine hem de çevreye yeni bir katkı sağladığımızı düşünüyoruz. İçerisindeki maddelerin tamamı doğal olduğu için yenilebilir özellikte göstermektedir” diye konuştu.
"TOPRAK İÇİN GÜBRE GÖREVİ GÖRÜYOR"
Biyoplastiklerin doğada 3 ay içerisinde çözündüğünü aktaran proje koordinatörü Kimya Öğretmeni Dr. Ebru Çöteli de, “Tamamen toprağa karışıyor. Bu sonucu gördükten sonra çok mutlu olduk. Normal plastikler doğada 400-500 yıl kalıp doğaya ve çevreye zarar verirken bizim biyoplastiklerimiz 3 ayda eriyebiliyor. Toprağa gübre görevi yapıyor. Aynı zamanda sağlığa ve insan vücuduna da hiçbir zararlı madde içermiyor. Bu sonuçlar bizi çok mutlu etti. Fırat Üniversitesi Kimya bölümüne giderek bunların gerekli analizlerini yapıyoruz. Finale gittiğimiz zamanda güçlü bir şekilde biyoplastiklerimizi savunacağız. İnşallah güzel sonuçlarla döneceğiz” şeklinde konuştu.
(İHA)