Bursa’nın İnegöl ilçesinde bir çoban, prematüre olarak dünyaya gelen buzağıyı evinde besliyor. Evin içindeki sobanın yanında yapılan doğal kuvözde bakılan minik buzağı aile fertleri tarafından biberonla besleniyor.
İnegöl’e bağlı Alibey Mahallesi’ndeki çiftliğinde büyükbaş ve küçükbaş hayvan yetiştiriciliği yapan Ramazan Kılıçaslan, doğum süresinden bir hafta önce dünyaya gelen buzağıyı görünce şoke oldu. Ahıra giden yetiştirici, yerde hareketsiz yatan buzağıyı görünce suni teneffüs yapmaya başladı. Yaklaşık 5 dakika boyunca yapılan müdahale sonucunda buzağı nefes almaya başladı.
SOBANIN YANINDA HAYAT BULDU
Yetiştirici, nefes almaya başlayan ve gelişimini tamamlamamış olan buzağıyı alarak evine götürdü. Çiftlik evinin içine aldığı buzağı için sobanın yanında yatak oluşturan Kılıçaslan, sobanın yanında doğal kuvözde 4 gün boyunca şerbetle besledi. Buzağı, beşinci gününde gözlerini tamamen açtı ve biberonla beslenmeye başlandı.
Vücut ısısının sağlanması için dikilen özel elbiseler giydirilen ’Ceylan’ adındaki buzağı bir gün sonra ayaklanarak yürümeye başladı. Elbiseleriyle büyük ilgi çeken buzağı, yetiştiricisi ve aile tarafından bir bebek gibi bakılıyor. Normal bir buzağının 3’te biri olan buzağı 40 santim boyunda 6 kilogram ağırlıkta.
Buzağının doğum süresinden bir hafta önce dünyaya geldiğini anlatan Ramazan Kılıçaslan, “Doğduğunda hareket etmiyordu. Suni teneffüsle nefes almaya başladı. Nefes almaya başladıktan sonra eve götürdüm” dedi.
Buzağıyı evde beslediğini aktaran Kılıçaslan, “Oturma odamızdaki sobanın yanında ona doğal bir kuvöz oluşturduk. Ana rahminde tamamlaması gereken süreyi biz sobanın yanında oluşturduğumuz alanda tamamlamasını sağladık. Çay kaşığıyla şerbet içirdik. 5 gün sonra parmağımı emmeye başladı. Sonrasında hemen biberonla süt vermeye başladık. Sonrasında zaten ayaklanmaya başladı. Şimdi yürüyor” diye konuştu.
"ÇOCUĞUM GİBİ BESLİYORUM"
Kılıçaslan konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Normal bir buzağının üçte biri kadar. İyi bir koyunun kuzusu kadar boyu ve kilosu var. 6 kilogram ağırlığında, 40 santim boyunda. Boyu annesini emmeye bile yetişmiyor. Yürümeye başladı, bizi sevindirdi. Çok güzel bir buzağı oldu. Bir bebekten daha fazla ilgi gösteriyoruz. Çocuğum gibi besliyorum. Buzağının annesi artık onu kabul etmiyor, tekme atıyor, yakınlaştırmıyor. Annesini emmeye de boyu yetmiyor. Artık evimizde besleyerek büyüteceğiz. Üşümesin diye de eşim ve gelinim buzağıya elbise dikti. Çokta güzel oldu. Herkesin ilgisini çekiyor.”
(İHA)