10 yaşında çöpte bulduğu Emile Zola kitabıyla hayata bakışı değişen Batuhan Yüksel, 13 yılda 2 bin parçalık ilk baskı kitap koleksiyonun sahibi oldu.
23 yaşındaki Batuhan Yüksel, 2 bin parçalık ilk baskı kitap koleksiyonunun sahibi. Yüksel, kendisi gibi kitapseverlerin sahip olmak için can attığı koleksiyonun hikayesinin, 10 yaşında kağıt satmak için karıştırdığı çöplere dayandığını söyledi. Kağıt ya da bakır bulmak umuduyla karıştırdığı çöplerden Emile Zola’nın 1942 baskı Nana kitabını bulan kitap tutkunu genç, “10 yaşından beri ilk baskı kitapları biriktiriyorum. Elimde şu anda 2 bine yakın ilk baskı kitap koleksiyonum var. Bunun yanı sıra eski dergiler, çeşitli objeler, kitaplardan çıkan resim ve notlardan oluşan bir koleksiyonum var. Şu anda koleksiyonum evimde, kendi odamda. İleride nasip olursa, daha rahat dursunlar, daha geniş alana serilsinler diye bir ev yaptırmak istiyorum onlar için” dedi.
“BU BENDE BİR HASTALIK GİBİ OLDU”
Koleksiyonunda, Osmanlıca Çalıkuşu kitabı, ilk baskı Osmanlıca Türkçe Lügat, bir adamın kendisine dürüm karşılığı sattığı ve içinden bir imam hatip öğrencisinin takvim yapraklarıyla oluşturduğu kitap gibi başka parçaların da bulunduğu söyleyen Yüksel, kitap koleksiyonerliğini ‘hayat tarzı’ olarak tanımladı. En büyük hayalinin, sergi açarak koleksiyonunu kitapseverlerle buluşturmak olduğunu dile getiren Yüksel, “Bu, bende bir hastalık gibi oldu. Bir bilgiye başvuracağım zaman internetten arama yapmayı sevmiyorum, genellikle ansiklopedilerden, kitaplardan araştırıyorum. Ve bu benim için daha kalıcı oluyor. Bambaşka bir aşk yani benim için, bir hayat tarzına dönüştü. Büyük ve geniş bir koleksiyona sahip olup bir sergi açmak istiyorum. Bu sergimi de kitapseverlerle, meraklılarla buluşturmak istiyorum” diye konuştu.
KİTAP AŞKINI İŞE DÖNÜŞTÜRDÜ
Ayrıca, kitap aşkını işe dönüştürerek sahaflık mesleğini icra eden Yüksel, Kayseri Kaleiçindeki sahaf dükkanını, sevdiği işi yapabileceği bir yer olmasının yanı sıra, kitapseverlerle buluşup sohbet edebileceği bir mekana dönüştürdü. Yüksel, “Sahaf işiyle üniversite yıllarından beri uğraşıyorum. Üniversitedeyken hafta sonları buraya geliyordum, bitirdikten sonra da burayı devraldım. Aslında Erciyes Üniversitesi Ermeni Dili ve Edebiyatı mezunuyum. Başka bir iş yapabilirdim ama bu işte kendimi buldum. Ruhuma iyi geldiği, burası beni ben yapan yer olduğu, insanları burada tanıdığım için burada kalmayı tercih ettim” ifadelerini kullandı.
(İHA)