Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Zonguldak’ta maden işçileriyle iftarda bir araya geldi.
Erdoğan, “Artık madenlerimizi yürek burkan kazalarla değil en ileri tekniklerle yapılan üretim modelleriyle konuşmak, tartışmak istiyoruz. Maden sahalarını sarı, kırmızı, mavi olarak risk gruplarına ayırarak denetimlerini de ona göre yapacağız. Tüm bu süreçleri şeffaf bir şekilde yürüterek kömürü ülkemizin yeni milli güç kaynaklarından biri haline dönüştürmekle kararlıyız” dedi.
Zonguldak mitingi sonrası maden işçileri ve aileleri ile bir araya gelen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, iftar programı sonrası enerji ve kömür politikalarına ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. Erdoğan, siyasete başladıkları günden bu yana milletin yanında olduklarını ifade ederek 16 yılda karşılarına çıkan her engeli milletle beraber aştıklarını ifade etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Siyasete başladığımız günden beri bizim yerimiz daima milletimizin yanı olmuştur. Kdz. Ereğli’deki çay sohbeti ile muhabbetimizi artıracağız. Biz seçimden seçime değil bulduğumuz her fırsatta ülkemizin dört bir yanındaki illeri ve ilçelerimizi ziyaretten büyük bir mutluluk duyarız. Milletimizle birlikte olmak bize güç verir, enerji verir. Daha çok çalışmak için motivasyon sağlar. Önümüzü vesayet ve darbeyle kesmeyle çalışsalar hep çareyi milletimize gitmekte bulduk. Geçtiğimiz 16 yılda karşımıza çıkan her engeli sizlerle beraber aştık. Bugün mitingi yaptığımız meydanda 15 Temmuz gecesi orada gümbür gümbür o FETÖ’cülere haykırdınız. O büyük ihanetin üstesinden milletimizle birlikte geldik. Şimdi yeni bir dönemin eşiğindeyiz yine çözümü milletimizde alıyoruz. Güçlü meclis, güçlü hükümet, güçlü Türkiye. Onun için de deştiğini bekliyoruz” diye konuştu.
“ŞU ANDA TRAKYA’DAN ŞIRNAK’A KADAR DEVASA BİR DAMAR VAR. BU DAMARDA YERLİ KÖMÜR VAR”
Türkiye Taşkömürü Kurumu’na yılsonuna kadar bin, yeni yılda 500 işçi ilavesi müjdesini verdiklerini aktaran Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Bu akşam yılsonuna kadar inşallah 1000, önümüzdeki yıl da 500 ilave ile böyle bir alım müjdesini verdik. Bilesiniz ki biz birbirimizden sinerji, güç alacağız. O sinerjiyi alacağımız ki buralara hasım olanlar ders alsınlar. Çünkü hasım olanlar var. Hazmedemeyenler, yalan yanlış vaatlerde bulunanlar var. Ama biz yaptıklarımızla konuşuyoruz. Biz bir şeyi söylersek onu yaparız. Yapamayacağımızı asla vadetmeyiz. Madenciliği de kapsayan enerji sektörü dünyanın her yerinde olduğu gibi ülkemiz için de önemli stratejik öneme sahip. Enerji Bakanımla hep konuşurum biz ithali durduracağız. Niye ithali durduracağız diyoruz. Sebebi şu, bizim bütçemizde bir cari açık varsa bunun en önemli sebeplerinden birisi ithal enerjidir. Termik santral dediğimiz olay kömürden kaynaklanıyor. Ben bunu niye ithal ile yapayım. Şu anda Trakya’dan Şırnak’a kadar devasa bir damar var. Bu damarda yerli kömür var. Biz buraları hayata geçirmemiz lazım. Maliyeti biraz yüksek olabilir ama hiç olmazsa bizim cari açığımızı körüklemez. Şimdi işte bu adımı atıyoruz. Ciddi bir noktaya da geldik. Milli enerji ve maden politikasını oluşturduk. Uzun ve kapsamlı bir çalışma ile oluşturduğumuz bu politikayı az güvenli yerlileştirme, öngörülebilir piyasa olmak üzere üçayak üzere oturtuyoruz. Amacımız enerjide dışa bağımlılığımızı azaltmak için yerli kaynakları en üst düzeyde değerlendirmektir. Her bir başlığın altında çok önemli açılımlar var” diye konuştu.
“İTHALATA DAYALI ENERJİ POLİTİKALARIYLA DAHA FAZLA YOL KAT EDEMEYECEĞİMİZİ ÖNGÖRDÜĞÜMÜZ İÇİN KENDİ KAYNAKLARIMIZI HAREKETE GEÇİRMEYE BAŞLADIK”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, yerli kaynakları harekete geçirmeye başladıklarını vurgulayarak, “İthalata dayalı enerji politikalarıyla daha fazla yol kat edemeyeceğimizi görmeye başladığımız için kendi kaynaklarımızı harekete geçirmeye başladık. Bunda da güzel yol alıyoruz. Bize siyaset mühendislerinin değil maden, petrol, makine mühendislerinin lazım olduğu bilinciyle insan kaynağımıza yatırım yaptık. Bunun için geçtiğimiz 16 yılda eğitim yatırımlarını bütçede ilk sıraya çıkardık. Arkasında sağlık, arkasında adalet, emniyet, arkasında ulaştırma, enerji, bunlar arka arkaya geliyor. Dış politika, tarım arka arkaya bunların hepsinde hamdolsun sıçrama yapan bir Türkiye. Eğitim seviyesi arttıkça eskiden beri milletimize dayatılan kimi yanlışlarla daha kolay mücadele edebileceğimize inanıyoruz” diye konuştu.
“MADEN SEKTÖRÜ ÇEVRECİLİK ADINA EKONOMİK DEĞİL DİYE HORLANDI”
Maden sektörünün yıllarca horlandığını ifade eden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, şöyle devam etti:
“Yıllarca bu ülkede maden sektörü kimi zaman çevrecilik adına kimi zaman ekonomik değil diye horlandı. Ötelendi. Termik santral inşaatlarına karşı akıl almaz dirençler gösterildi. Kömürün sanayide kullanımı engellenmeye çalışıldı. Halbuki bize örnek gösterilen Avrupa’ya baktığımızda hala elektrik enerjisinin büyük bölümünü kömürden elde eden bir Avrupa var. Başta Almanya bu konuda çok önde. Avustralya’ya gidin bu konuda çok çok önemli yere sahip. Kimse onları değerlendirerek hareket etmiyor. Bize kalkıp yok şöyleydi yok böyleydi diyorlar. Biz onlara serbest olan kömürü bize haram etmesinin niyetinin aslında ne olduğunu çok iyi biliyoruz. Bu çevrelerin tek derdi var. Türkiye’nin güçlenmesini, gelişmesini büyümesini engellemektir. Güney Afrika’dan, Sibirya’dan kömür getir ama kendi kömürünü kullanma. Bu durum karşısında kömür madenciliğimizi daha ileriye taşımak için yeni yöntemler, yollar, stratejiler geliştirdik. Kömürün keşfinden rezervinin belirlenmesi, üretimde kullanımından zararlı etkilerinin önlenmesine kadar tüm aşamaları bilimsel yöntemlerle ele aldık. Ülkemizin 10 milyon tona kömür kadar üretim potansiyeli var. Ancak şu anda ortalama 1,2 milyon ton üretim yapılıyor. Hali hazırda sektörde çalışan 10 bin işçiyi 20 bine çıkarma potansiyeline sahibiz. Kimsenin mağdur olmadığı doğru bir modelle teknolojik imkanları da maden bölgeleri düzenlemelerinde kullanarak inşallah hayata geçireceğiz. Bu modelle kömür üretiminin yanı sıra sosyal imkanları da genişleterek Zonguldak’ın ihya olmasını sağlayacağız. Şehir uzun süredir özellikle Lavuar Alanı’nın düzenlenmesini bekliyor. Halen TTK’ya ait olan bu bölgeyi inşallah Millet Bahçesi’ne dönüştürüyoruz. İnşallah burayı süratle millet bahçesine dönüştüreceğiz. Yaklaşık 160 dönüm bir yer. Bütün bu cıvıl cıvıl çoluk çocuğu alacaksınız. İnsan her yerde olduğu gibi kömür konusunda da belirleyici faktördür. Madencilerimizin alın teri, emeği, aklı, tecrübesi olmadan hedeflerimize ulaşamayız. Bunun için de sektörü insan odaklı, insan güvenliği merkezli bir şekilde yapılandırmaya karar verdik.”
ZONGULDAK’IN CAMİ PROJESİ
Sahil bandında 5 bin kişilik cami inşaatının sürdüğünü hatırlatan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “İnşallah bu güzergahta şöyle yaklaşık 5 bin kişilik güzel de bir cami yapıyoruz. Şu anda cami inşaatımız biliyorsunuz devam ediyor. O da bittiği zaman Zonguldak’ a bambaşka bir hava verecek. Şu anda fore kazıklar vesaire onların çakılması devam ediyor. İşi iyice sağlama alalım güzel bir eseri de böylece Zonguldak’a kazandırmış olalım. Bilimi ve teknolojiyi ön plana çıkartıyoruz. Günümüzde uylaştığı seviyeyi bu sektörde kullanmadan ekonomik ve güvenli üretim yapamayacağımızı biliyoruz. Artık madenlerimizi yürek burkan kazalarla değil en ileri tekniklerle yapılan üretim modelleriyle konuşmak, tartışmak istiyoruz. Amerika, Avusturalya’da kişi başına günlük 11 ton üretim yapılırken bu rakamın ülkemizde 1.5 tonda kalmasına gönlümüz razı değil. Daha çok kömürü daha çok istihdamla çıkartmayı hedefliyoruz. Maden sahalarını sarı, kırmızı, mavi olarak risk gruplarına ayırarak denetimlerini de ona göre yapacağız. Tüm bu süreçleri şeffaf bir şekilde yürüterek kömürü ülkemizin yeni milli güç kaynaklarından biri haline dönüştürmekle kararlıyız. Kömürü ülkemizin yeni milli güç kaynaklarından biri haline dönüştürmekte kararlıyız. Vakit Türkiye Vakti ile birlikte Vakit Kömür Vakti de demeye hazırlanıyoruz. Huzurun da güvenin de kalkınmanın da demokrasinin de temel şartı istikrardır. Şu iki kelime sihir kelimelerdir. Bir güven, iki istikrar. İşte biz 16 yıl önce bu iki kavramla yola çıktık. O gün bu gün böyle geliyoruz. Türkiye geçtiğimiz 16 yılda 3.5 kat büyüyebilmesini güven ve istikrar ortamının sürekliliğe borçludur. Son 5 yılda ardı ardına yaşadığımız terör saldırıları, sosyal ve siyasi kaos denemeleri dahil istikramızı bozamadı. Bu ortam öylesine güçlü bir zemine oturmaktadır ki son 5 yılda ardı ardına yaşadığımız terör saldırıları, sosyal ve siyasi kaos denemeleri dahil istikrarımızı bozamadı. Güven ve istikrar ortamının kökleşmesine katkı sağlayacağına inandığımız için Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi konusunda ısrarcı olduk” diye konuştu.
“SEN ZATEN GELECEK DEĞİLSİN DE, AÇ TAVUK KENDİ BUĞDAY AMBARINDA SANIRMIŞ”
CHP Cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce’nin sözlerini eleştiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle tamamladı:
“24 Haziran seçimleri yeni sistemin ilk meyvelerini verecektir. Biz güven ve istikrar ortamı konusunda ne kadar hassas ve ısrarcı isek birileri de kaos çıkarma ülkemizi yeniden eski günlerine döndürme noktasında azimli gözüküyor. Öyle ki biz yapacağız diyoruz onlar sadece yıkacağız diyorlar. Biz ileriye gideceğiz diyoruz onlar tek parti CHP’sine dönmenin hayalini kuruyor. Biz demokrasi diyoruz onlar yeni sistemi kendi diktatörlüklerini kuracakları bir düzen olarak tasavvur ediyor. Afrin’deki kahraman komutanımız Metin Temel paşa ile ilgili ‘Ben apoletlerini sökeceğim diyor geldiğinin hemen ertesinde’ Sen zaten gelecek değilsin de, aç tavuk kendi buğday ambarında sanırmış. Senin zaten böyle bir durumun yok. Haddini bil ama bu millet benim tanıdığım bu aziz millet 24 Haziran’da teröre ve teröristlere karşı kahramanca mücadele veren komutanıma ve heyetine gidip teröristi cezaevinde ziyaret eden Bay Muharrem sana 24’ünde gereken dersi verecektir. Terörist diyorum niye Diyarbakır’da 53 Kürt kardeşimin ölümüne neden olan odur da onun için. Şimdi onu ziyaret edince Cumhurbaşkanı olacağım. Bu millet yemez. Biz kalkınma, büyüme, gelişme diyoruz. Onlar devam edenleri durduracak, yenilerini iptal edeceğini söylüyor. Bu ülkede seçim vaadi olarak tüm yatırımları durduracağını söyleyen adaylar var. Bu ülkede bölücü terör örgütüne kan kusturan komutanlarımızı apoletlerini sökmekle tehdit edenler var. Bu ülkede nasılsa yapmak zorunda kalmayacağını bildiği için hesapsız kitapsız atıp tutanlar var. Biz yatırımları durdurmak bir yana iki katına üç katına beş katına mümkünse on katına çıkartacağız diyoruz. Ancak bu şekilde Zonguldak’taki madencimizin ekmeğini büyütebiliriz. Nafakasını binlerce derecelik fırının karşısında demir üreten işçimizin emeğinin karşılığını verebiliriz. Her zaman Besmele ile açtığı dükkanında, atölyesinde emek veren esnafın hakkını veririz. Biz terör örgütleriyle mücadele edenleri daha büyük zaferler için desteklemeye devam edeceğiz. 24 Haziran’da tercihinizi yaparken işte bunları göz önünde bulundurmanızı rica ediyorum.”
(Onur Altındağ - Yasin Erdem - Ahmet Bilal Hamzaçebi /İHA)