Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Türkiye’de 115 bin misafir öğrenci bulunduğunu belirterek, “Hedefimiz bu sayıyı 350 bine çıkarmaktır. Böylece dünyada en çok misafir öğrenci barındıran ilk 5 ülke arasına gireceğiz” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Uluslararası Öğrenci Dernekleri Federasyonu (UDEF) 11. Uluslararası Öğrenci Buluşmaları Final programına katıldı.
Programda konuşan Erdoğan, Türkiye’ye gelen misafir öğrencilere sadece okulların değil, gönül dünyalarının da kapılarının açıldığını vurgulayarak, “Hangi coğrafyadan gelirse gelsin, burada eğitim öğretip görüp ülkesine dönen tüm kardeşlerimizle hayatın her alanında birlikte yol yürümek istiyoruz. Bu kardeşlerimizin gerek ülkemizle, gerek kendi aralarındaki ilişkiyi güçlü tutmaları hepimizin faydasınadır. Türkiye tarihi boyunca hiçbir topluma tahakküm etme anlayışıyla hareket etmemiştir. Biz ülke ve millet olarak sadece kendimize kader arkadaşları arıyoruz. Sizler gibi yol arkadaşlarına sahip olmaktan dolayı bahtiyarız” diye konuştu
“Hedefimiz misafir öğrenci sayısını 350 bine çıkarmak”
Türkiye’de 115 bin misafir öğrenci bulunduğunu vurgulayan Erdoğan, “Hedefimiz bu sayıyı 350 bine çıkarmaktır. Böylece dünyada en çok misafir öğrenci barındıran ilk 5 ülke arasına gireceğiz. Türkiye bursları kendi alanında gün be gün bir marka haline geliyor. Ortaya koyduğumuz yoğun emeğin meyvelerini toplamaya başladık. Daha önce her yıl açılan 4 bin burs kontenjanı için 8 bin civarında başvuru oluyordu. Şimdi 5 bin kontenjan için hamdolsun 120 bin başvuru yapılıyor. Çünkü biz başvuru yollarını kolaylaştırdık. Elbette bu süreçte nitelikli, alanının uzmanlarından oluşan insan kaynağı ile teknoloji imkanlarından istifade ettik. Burs programların konusunda ülkemizin dış politika önceliklerine uygun bir çerçeve gerçekleştirirken büyük tecrübe kazandık. Öğrencilerimizin başarı oranlarında da ciddi sıçramalar yaşadık” şeklinde konuştu.
"ARNAVUTLUK’TA FETÖ TERÖR ÖRGÜTÜNÜN HAREKETİNİ ÇÖKERTECEĞİZ”
Türkiye’nin son yıllarda FETÖ terör örgütünün pek çok saldırısına maruz kaldığına dikkat çeken Erdoğan, “FETÖ’nün en çok üzerinde durduğu konulardan biri de yurt dışından gelen öğrenciler, sizlerdiniz. Misafir öğrencileri kabulden, eğitime ve mezuniyet sorasında kadar her aşamada İslam’ın ve Türkiye’nin düşmanı bu terör örgütünün istismarından kurtaracak tedbirleri aldık, alıyoruz. Arnavutluk da o FETÖ terör örgütünün adeta istilası altında. Görüşmelerimiz oluyor er ya da geç onların o hareketini orada da çökerteceğiz. Her geçen gün orada mesafe alıyoruz. Maarif vakfımız Arnavutluk’ta okulları teslim alma sürecini devam ediyor” açıklamalarında bulundu.
“GÜÇLENDİĞİMİZDEN RAHATSIZ OLUYORSANIZ İSTESENİZ DE İSTEMESENİZ DE GÜÇLENECEĞİZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasında Çadlı iki öğrencinin hikayesini de anlatarak, “Çad’da birbirlerine husumet besleyen iki ayrı kabileye mensup bu kardeşlerimiz eğitim için ülkemize geliyor. Gelmeden önce ülkelerindeki Fransızca öğretmenleri Türkiye’yi onlara öyle kötülüyor ki, dönüş biletlerini de ceplerine koyarak İstanbul’a ayak basıyorlar. Ülkemizde başlarına her türlü felaketin gelebileceği, hayati tehlikelerinin bulunduğu telkinleri, rakip kabilelerden olmalarına rağmen onları yakınlaştırılıyor. Aynı yurtta, aynı evde yaşamaya zorluyor. Aradan süre geçince Fransızca öğretmenlerinin kendilerine anlattığı Türkiye ile hakiki Türkiye’nin uzaktan yakından bir ilgisi olmadığını görüyorlar. Bunun üzerine Çad’ı yıllarca sömüren gücün, kendilerine nasıl bir oyun oynadığının farkına varıyorlar. Sadece eğitimleri süresince birlikte olmakla kalmıyor, dönüşte kabileleri arasındaki husumeti de sona erdirecek adımlar atıyorlar. Bu Fransa var ya bunlar Afrika’yı az mı sömürdüler. Sadece bu Fransızlar yöneticiler, Cezayir’de 5 milyon insanı katlettiler. Libya’da aynı şeyi yaptılar. Ruanda’da on binleri, yüz binleri katlettiler. Türkiye’ye karşı son dönemde yaptıklarını görüyorsunuz. Biz size ne yaptık. Bizimler alıp veremediğiniz ne. Güçlendiğimizden rahatsız oluyorsanız isteseniz de istemeseniz de güçleneceğiz. Dürüst samimi olduğunuz sürece biz de size karşı dürüstüz. Dürüst olmazsanız kusura bakmayın gereği neyse onu yaparız” ifadelerini kullandı.
“FRANSA ROMANLARI DIŞLADI, HALBUKİ AB MÜKTESEBATINDA BU YASAK”
Konuşmasında Roman vatandaşları ülkeden çıkarmaya çalışan Fransa’yı eleştiren Erdoğan, şunları söyledi:
“AB’de romanları bir kenara koyamazsın. Fransa Romanları Fransa’dan dışladı. Halbuki AB müktesebatında bu yasak. Ben Romanların içinden çıktım geldim. Ben Romanlarla beraber okudum. Aynı ilkokulda okudum. Roman mahallesinden bir başbakan, bir Cumhurbaşkanı çıktı geldi. Bizim inancımızın güzelliği burada. Burada tefrik yok. Afrika başta olmak üzere mazlum coğrafyalara gittiğimizde sadece ‘gelin beraber kazanalım çağrısı yapıyoruz, bunun ötesinde bir adıma tevessül etmiyoruz. Bu tür ülkelerle ticaret hacmimizde kendi lehimizde bir dengesizlik varsa hemen arkadaşlarıma ‘buradan alabileceğimiz neler var bakın’ talimatı veriyorum. Birlikte kazanmanın bereketine inanan bir ülke olarak tüm ilişkilerimizi bu doğrultuda kurmanın gayretindeyiz”
“HALKI MÜSLÜMAN OLAN BİR TANE ÜLKE BM GÜVENLİK KONSEYİ’NDE YOK”
Birleşmiş Milletlere (BM) yönelik eleştirilerini de yineleyen Erdoğan, “BM’yi reforme etmemiz şart. Peki BM Güvenlik Konseyi daimi üyeleri böyle bir şeye ‘evet’ derler mi. Çok zor. Niye çünkü yakaladıkları fırsatı kolay kolay bırakmazlar. Bıraksalar da bırakmasalar da biz bütün BM genel kurullarında bu düşüncemizi dile getiriyoruz. Getirmeye de devam edeceğiz. Fakat gel gör ki dünyada hemen hemen bütün ülkeler bir korku atmosferinin içerisinde yaşıyor. Çünkü bu 5 daimi ülkeden bunlar çok korkuyor. Ama biz inandığımızı inandığımız gibi söylüyoruz. Söylemeye devam edeceğiz. Halbuki şu anda 196 ülkeye diyoruz ki ‘senin de BM güvenlik konseyinde daimi üye olma hakkın yok mu?’ 5 daimi 15 geçici üye. Bu 20 üyenin tamamı daimi üye olsun. Bu değişim devam etsin. Dolayısıyla 196 üyenin 196’sı da BM Güvenlik Konseyi’nde üyeliği yaşasın. Türkiye bunu niye yaşamasın, Japonya, Almanya niye yaşamasın. Hepsi irili ufaklı bunu yaşasın. Ama istemezler. Şu anda bir tane halkı Müslüman olan ülke BM Güvenlik Konseyi’nde yok. Nasıl iş bu. Biz adalet istiyoruz. BM adaleti tesis için kuruldu. Şu anda böyle bir yaklaşım yok. Biz bunu aramaya devam edeceğiz. Bunu er veya geç yakalayacağız. İnşallah bir gün mutlaka, dünya mazlumlarının adalet talebinin yerine geldiğini göreceğiz. Bize düşen o güne kadar mücadeleyi sürdürmektir” dedi.
(Oğuzcan Yazar/İHA)