İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, "Cezaevinde bir cumhurbaşkanı adayını ziyaret edip onun çıkmasını ve propaganda yapmasını isteyen zihniyeti kınıyorum" dedi.
Van’daki temaslarının ardından Hakkari’ye gelen İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Yüksekova Kaymakamlığında Vali Cüneyit Orhan Toprak, İl Jandarma Komutanı Tuğgeneral Ferdi Korkmaz, Çukurca, Şemdinli, Yüksekova ve Hakkari belediye başkan vekilleri ve protokol üyeleriyle bir araya geldi.
Daha sonra Yüksekova Belediyesinde Kaymakam ve Belediye Başkan Vekili Mahmut Kaşıkçı’yı ziyaret eden Soylu, Hakkari merkezde artık 24 saat kesintisiz su aktığını, daha önce böyle bir durumun söz konusu olmadığını söyledi. Yollar, çocuk parkları, sosyal projeler, spor salonları, kadın merkezleri projeleriyle ilgili çalışmalarda da önemli ilerlemelerin sağlandığını belirten Soylu, kadınların, gençlerin bu projelerden yararlandığını, çocukların rahatlıkla okula giderek geleceği hazırlandığını ifade etti.
"DEMEK Kİ YAPILINCA OLUYOR"
Yüksekova’da 223 milyon lira, Hakkari’de de 60 milyon lira bedelle alt yapı ve kanalizasyon projesinin devam ettiğini anımsatan Soylu, "Bizim kayyum belediyeler olarak nitelendirdiğimiz belediyeler 6 bin kilometre sıcak asfalt, 4 bin kilometreyi aşkın da sathi kaplama yol yaptılar. 60 bin kilometrekarelik bir alanda beton yol yaptılar. 40 bin kilometreye yakın kanalizasyon yapıldı. Taziye evleri, spor salonları, çocuk parkları yapıldı. Demek ki yapılınca oluyor, eğer bu paralar terör örgütüne gitmiyorsa. Çöpün toplanmadığı, belediyenin hizmet etmediği, yolların çukurlarla oluştuğu bir şehir düşünün. Burada çocuğu yarına dair hangi umutla yetiştirirsiniz. Dün Van’daydık. Belediye başkan vekillerimizle bir araya geldik. Her yerde çocuk parklarından kültür merkezlerine kadar halka dokunan yerel yönetim anlayışını arkadaşlarımız ortaya koyuyor. İnsanı önceleyen bir anlayış" dedi.
"BÖYLE BİR ŞEY NE VİCDANA, NE AHLAKA, NE DE DEMOKRASİYE SIĞAR"
İnsanları dağa götürmeye çalışan, oradan terör üreten, onunla istikrarsızlık ortaya koyan ve aslında herkesin hakkını çalan bir anlayışı milletin elinin tersiyle ittiğini aktaran Soylu, artık dağa gitmelerin yok denecek kadar azaldığını ve terör örgütüne katılım olmadığını bildirdi. Soylu, Kürtlerin hak ettiği bu seviyeyi kaybetmemeleri gerektiğini, buraların huzur şehirleri olduğunu, Van’da insanların saat 03.00’e kadar sokaklarda dolaştığını, Van’da, Mardin’de, Diyarbakır’da otellerde boş odanın kalmadığını kaydetti. Bunlara rağmen Türkiye’de eski günlerin özlemiyle yanıp tutuşanların olduğuna dikkati çeken Soylu, şöyle devam etti:
"Ben buna üzülüyorum. Gidip cezaevinde bir cumhurbaşkanı adayını ziyaret edip onun çıkmasını ve propaganda yapmasını isteyen bir zihniyeti şiddetle kınıyorum. Kınamamın nedeni açıktır. Önce kendi vicdanıma sorarım. Çocuklarımız, askerlerimiz, polislerimiz neden şehit oldu. 6-7 Ekim olaylarında insanlar neden katledildi, kim katletti. CHP’li kardeşlerimiz şunu bilsinler, her şey oy mu, seçim mi, sağa sola selam çakmak mı? Bunu bizim kabul etmemiz mümkün değil. Diğer cumhurbaşkanı adayları da sıraya girmişler selam çakıyorlar. ’Demirtaş dışarı çıksın propaganda yapsın.’ Böyle bir şey ne vicdana, ne ahlaka, ne de demokrasiye sığar. O siyasi partilere ve o cumhurbaşkanı adaylarına oy verenler kendi vicdanlarında bir tarafta bu olayları tahrik edenleri, bir tarafta da bu ülkenin istikrar, huzur, hürriyet içinde geçmesi için şehadeti göze alanları ayrı kefelere koysunlar. Yasin Börü’yü, 53 şehit edilen insanı nereye koyacaksınız burada. Bunun üzerinden rant elde edenleri nereye koyacaksınız. Türkiye’nin çıkarlarını Avrupa’nın, Amerika’nın bazı mahfillerine peşkeş çekenleri nereye koyacaksınız. Kendi tabanlarının bu kişileri sorgulamaya almalarını talep ediyoruz. Sadece oy kaygısıyla hiçbir vicdani, milli, hukuki, demokratik hassasiyet olmadan böyle değerlendirmeler olabilir mi? Milletin polisi askeri senin enayin mi? Burada mücadele etsinler, Türkiye’nin her yerinde şehadete yürüsünler, sen oradan ’Cumuhrbaşkanı adayı oldum, parti lideri oldum şunu yaparım."
"Türkiye terörle mücadeleyi kararlılıkla yerine getirdiğini vurgulayan Bakan Soylu, "Terörle mücadele ederken demokratik ve hukuki çerçeveler içinde yapıyoruz. Sadece terörle mücadele etmedik. Sınırdan geçenlerle uyuşturucu, düzensiz göçle de büyük bir fedakarlıkla mücadele ettik. İktidara karşı siyasal rekabetin ötesinde nefret besleyen hale gelmişler ki Demirtaş olsun, dışarı çıksın, ondan sonra biz onlarla bir konsolidasyon olalım. İzmir’de, Trabzon’da, Edirne’de ayrı konuşsunlar. Polis kardeşlerimizi görünce şirinlik yapsınlar. Bu huzur neyinizi sıkıntıya soktu. Sadece bunu sormak istiyorum. Doğu ve Güneydoğu illerinde huzur ve hizmet var. İnsanlar Mardin’de de, Şırnak’ta da terör örgütünün yakıp yaktığı ve yükselen binalar var. Bir taraftan yapılan yollar, taziye evlerinden kadın kültür merkezlerine kadar, okul bahçelerinin her biri neredeyse bir çocuk oyun parkına dönüştürülmesine kadar büyük hizmetler yapılıyor. Bunları yaparken bundan rahatsız olarak millete neyi anlatacaksınız" diye konuştu.
Daha önce de ellerine saz verdirilerek yapılan numaraları gördüklerini anımsatan Soylu, aynı güruhun aynı şekilde hadisesine devam ettiğini belirtti. Bölgede gerçekleşen siyasal dayatmalarla ortaya koydukları huzursuzluk ortamından vatandaşların rahatsız olduğunu ve bir daha o günlere dönmek istemediklerini vurgulayan Soylu, "İnsanlar ’aman sizi sahipsiz bırakmayın’ diyor. Ben de Kürt kardeşlerime diyorum, bizi sahipsiz bırakmayın. İlk kez Yüksekova Belediyesine geliyorum. Burada güzel hizmetler yapılıyor. Trabzon milletvekiliyim. Benimde yaylalarım, dağlarım var. Kendi yayla ve dağlarıma çıkamadım. Burada Kato Dağı’dan Buzul Dağı’na, İkiyakalar’dan, Ağrı’ya Tendürek’e, Gabar’dan Cudi’ye kadar gitmediğimiz dağ kalmadı. Araziye uyarak siyaset yapmak kolay bir iş. Birileri araziye uyarak siyaset yapıyor. Bugünlere kolay gelinmedi bu ülke büyük bedeller ödedi. Halen bu bedellerin ödenmesini isteyenlere davetimiz sorumluluktur. Sadece siyasi popülizm ile milletin çektiği acılar üzerinden, hapisten çıksın sonra da propaganda yapsın diye yapmak istedikleri şey mağduriyet oluşturmaktır. Ölen insanların, şehitlerimizin mağduriyeti ne olacak" ifadelerine yer verdi.
Siyasette her şeyin söylenebileceğini ancak özellikle canı yanmış milletin üzerine sorumsuz değerlendirmenin yapılamayacağını bildiren Soylu, "Vatandaşımız bunu açık şekilde izlemekte ve takip etmektedir. Bu konuda gerekli kararı vatandaşımız verecektir. Her şey ortadadır ve vatandaşın önünde cereyan etmektedir. Her kayyuma her hafta bir iki tane tehdit ve ölüm mesajı geliyor. Kahramanca mücadele ediyorlar. Onların aileleri yok mu. Onlar Yüksekovalı mı, Cizreli mi. Milletin verdiği görevi yapıyorlar. Gidecekler. Empatiyi terörü teşvik edenle yapıyor, millete hizmet edenle yapmaktan imtina ediyorlar. Bu büyük bir sorumluluktur ve bunun bedelini millet ödeyecektir" dedi.
(Atilla İdiz - Ömer Oğuz - Mehmet Salih Akkuş/İHA)