Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, "Bu seçim kararı hesapçıların hepsini perişan etti. Seçim kararına üzülenler, Türkiye’nin ne kadar doğru büyük bir hamle yaptığını çok net bir şekilde görecek" dedi.
Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bekir Bozdağ, katıldığı bir televizyon programında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. "Bu bir baskın seçim mi?" sorusuna, "Bu bir erken seçim adı üstünde" karşılığını veren Bozdağ, Abdullah Gül’ün Cumhurbaşkanı adayı olup olmayacağına ilişkin ise, "Gül’ün şahsına dönük bir değerlendirme yapmayı doğru görmem. Ama ben aday kim olursa olsun, diğer CHP’nin önünü çektiği grubun adayı kim olursa olsun, hiç fark etmez, seçim birinci turda biter. Kimi getirirlerse getirsinler. Görünen köy kılavuz istemez. Anketler ortada. Milletin verdiği tepki ortada" ifadelerinde bulundu.
Saadet Partisi’ne ilişkin de değerlendirmede bulunan Bozdağ, "Saadet Partisi kimle ittifak yaparsa yapsın Saadet’in oyunun yüzde 90‘ının Recep Tayyip Erdoğan’a gitmesine engel olamayacaklar. Erbakan hocayı hükümetten eden, 28 Şubat darbesine destek veren, başörtüsü zulmünün mimarı kim, CHP. Bütün başörtülüleri ağlatacaksınız, bütün mütedeyyin muhafazakar insanları onların karşısına dikeceksiniz, İmam Hatiplerin önünü kapatacaksınız, Erbakan hocayı istifaya zorlayacaksınız, postmodern darbeyi destekleyeceksiniz sonra da gidip ’biz kardeşiz’ diyeceksiniz. Eğer Saadet yönetimi sizinle kucaklaşırız deyip rahmetli Erbakan hocamıza yapılan ve o dönemde şu an ki yönetiminde şahit olduğu bu kadar haksızlığa rağmen kendi içlerinden çıkan Recep Tayyip Erdoğan gibi güçlü ve sevilen bir lideri indirmek için onlarla beraber olacaklarsa benim söyleyecek lafım olmaz. Ama ben eminim ki Saadet’in tabanı buna ’biz Recep Tayyip Erdoğan’la beraberiz’ diyecek ve sandıkta buna en güzel cevabı verecektir” diye konuştu.
Bozdağ, ”Kılıçdaroğlu, cumhurbaşkanlığına aday olursa cumhurbaşkanlığı seçimini kaybedecektir. Milletvekilliğine aday olamadığı için milletvekilliğini de kaybedecektir. Dimyata pirince giderken evdeki bulgurdan olacaktır. Milletvekili seçilemediği için de siyasi hayatı bitecektir” dedi.
"SİYASETÇİLER AÇISINDAN ’BASKIN SEÇİM’ KAVRAMINI KULLANMAK DOĞRU DEĞİL"
Seçim işinin tüpten macunun çıkması gibi bir şey olduğu benzetmesini yapan Bozdağ, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin çok net bir şekilde bazı gerekçeler de sıralayarak açıklama yapması üzerine, AK Parti’nin yeniden bir değerlendirme yapmak durumunda kaldığını belirtti. Bozdağ, birtakım olumsuzlukları göz ardı etmemeleri gerekliliğine dikkat çekerek, "Yeni şartlar ortaya çıkınca biz bu şartları değerlendirdik ve Türkiye’nin erken bir seçime gitmesinin milletin ve devletin yararına olduğu kanaati hasıl oldu. Ve biz bu kararı aldık. Bakarsanız, hükümetin ve Cumhurbaşkanının görev süresinin bitmesine yaklaşık var. Cumhurbaşkanı görevinden vazgeçiyor 1 buçuk yıl süreden. Tabi parlamentoda ondan vazgeçiyor. Niye vazgeçiyoruz biz bundan? Türkiye için vazgeçiyoruz, aziz milletimiz için vazgeçiyoruz. Bu bir seçim, Erken seçim. Ama biraz daha erken seçim gibi diyelim. Yani neden? Çünkü bir buçuk sene var ve herkes başka bir hesap yaparken yeni bir durum ortaya çıktığı için, Bahçeli’nin dediği 26 Ağustos’un da önünde bir tarih ortaya çıktığı için erken seçim ama biraz erken seçim. Bu baskın seçim değil. Çünkü siyasette baskın seçimi, ben hani o kavramı kullanıyor gazeteciler ama siyasetçiler açısından bu kavramı kullanmak doğru değil. Neden değil? Çünkü siyasetçi her daim seçime hazırdır. Çünkü onun varlığı seçimle kendi fikirlerini, kendi programını iktidara taşımak içindir. Seçimin ne kadar erkene alınırsa alınsın onun için bu bir mutluluk nedenidir. Çünkü fikirlerini iktidara taşımak için daha erken bir zamanda imkan elde etme durumu ortaya çıkmaktadır. O yüzden hem işini bilen dersine çalışan öğrenci için sınav nasıl bir sıkıntı oluşturmuyorsa ama nasıl bir tembel için nasıl bir kabusa dönüşüyorsa seçimin ortaya çıkması işine çalışan dersini iyi yapan siyasi partiler için büyük bir fırsat ama yatan tembellik eden siyasiler içinse büyük bir kabus" şeklinde konuştu.
"SEÇİM SİYASETİN BAYRAMIDIR"
Siyasetin her zaman seçim istediğine dikkati çeken Bozdağ, "Her zaman seçim olduğu zamanda bayram gibi sevinir" diyerek AK Parti’nin seçime hazır olarak girdiğini anımsattı. Bozdağ, "Biz her zaman hazırız, bütün kadın kollarımızı yeniledik, gençlik kollarımızı yeniledik. Teşkilatlarımızı yeniledik, belediyelerimizde revizyonlar yaptık ve Başbakanımız, Cumhurbaşkanımız, bakanlarımız, genel başkan yardımcılarımız, Türkiye’nin bütün il ve ilçelerini bir defa elden geçirdik. Biz durmuyoruz. Şimdi muhalefet partisi konuşuyor. Ama tembellikten nasıl konuşmaya mecal buluyorlar onu da anlamıyorum. Şimdi düşünün Türkiye’nin Cumhurbaşkanı bir yandan ülkeyi yönetiyor, içeride dışarıda bu kadar problemle mücadele ediyor ve orada en büyük güç o. Bütün bunların içerisinde var onları çözüm konusunda çalışmalar hepsinde var. Peki öte yandan AK Parti genel başkan AK parti yönetiyor öte yandan kongreler var, teşkilatları var kabuller var hepsine gidiyor. 3 tane aynı günde ilçe kongresine katılıyor orada konuşmaları yapılıyor. Yabancı misafirler kabul ediyor" dedi.
“TÜRKİYE’YE DÖNÜK BÜTÜN KİRLİ SENARYOLARI ÇÖPE ATTIK"
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’le imzalanan 22 milyar dolarlık Mersin-Akkuyu nükleer güç santralinin temelinin atıldığını ve Katarlılarla yapılan beş milyar dolarlık bir projenin imzasının atıldığını ifade eden Bozdağ, şunları kaydetti:
"Yarın seçime gidecek bir hükümetle değil, önüne beş yılı almış bir iktidarla bu bütün sınamaların üzerine Türkiye’nin gitmesi lazım. Bir tanesi bu. Öte yandan tabi Irak’ta da olup bitenler var. Öte yandan terör örgütleriyle de Türkiye’nin içinde dışındaki terör tehdidiyle, Türkiye’ye dönük olanlar var, etrafımızdaki siyasal jeopolitik şartlardan kaynaklı durumlar, öte yandan da FETÖ, PKK, DEAŞ, DHKP-C gibi terör örgütlerini pek çok ülke gizli de değil aleni silahla besliyorlar, aleni parayla besliyorlar, aleni uluslararası alanda, başka alanlarda destekliyorlar ve Türkiye’yi de kendi projelerine karşı yerli ve milli tutum sergilediği için eleştiriyorlar. Şimdi bu terör örgütlerinin üzerinden de bir başka çalışmalar yürütüyorlar. Terörün biz belini kırdık Allah’ın izniyle. Artık savunma yok. Dağda, ovada inde, yurt içinde, yurt dışında, kırsalda, şehirde nerede varsa tepesine bindik ve terörü ezdik şuanda. Terör örgütleri, bütün bilumum terör örgütleri Türkiye’ye karşı organize bir terör eylemi gerçekleştirme kabiliyetini önemli ölçüde kaybetmiştir. Bu güçler, Türkiye’ye dönük senaryolardan vazgeçmiyorlar bir türlü. Neden vazgeçmiyorlar? Çünkü Türkiye’nin ayakları üzerinde duran güçlü bir ülke olması, savunma sanayinde, diğer yatırım alanlarında güçlenmesi fevkalade rahatsız ediyor. Düşünün bu kadar olay oluyor, Putin’le biz 22 milyar dolarlık Mersin-Akkuyu nükleer güç santralinin temelini atıyoruz. Siz düşünün böyle bir olay oluyor, Katarlılarla beş milyar dolarlık bir projenin imzasını atıyoruz. Şimdi bu oluyor, biz ne yapıyoruz, 23 şirketle 135 milyar dolarlık bir projeye imza atıyoruz ve Türkiye’nin cari açığını 19 milyar dolar azaltan bir büyük ekonomik adım atıyor. Şimdi bakıyor, ‘Türkiye’yi biz durduramıyoruz, o kadar baskı yapıyoruz, o kadar bunların içine saldığımız, salacağımız ne varsa salıyoruz, olmuyor.’ Bakın, Türkiye’yi Gezi olayları ile dize getiremediler. 17-25 Aralık FETÖ yargı darbesi ile hizaya getiremediler. En nihayet darbe teşebbüsüyle de Türkiye’yi dize getiremediler ve şimdi ekonomik kozu kullanmak istiyorlar ve bunu da gizleme falan da yok. Çok net bir şekilde bakıyorsunuz, Türkiye üzerinden güvensizlikler, belirsizlikler, ‘gelecekte işte seçim olacak, iktidar duracak mı, durmayacak mı, bir hele durun bakalım, bir mahalli seçimi bekleyin, mahalli seçim Türkiye’nin gelecekte ne olacağının işareti olacak, ona göre bakarsınız.’ Herkesi bu belirsizlik nedeniyle yatırımcıyı yatırım yapmamaya, yatırım yapmak isteyeni bu isteğini şimdi bloke etmeye, cebinde para olanı para harcatmamaya ve Türkiye’deki bu belirsizlikleri de bir yandan kendilerince oluşturarak öte yandan da bunu köpürterek insanlar üzerine bir baskı oluşturulmak isteniyor. Şimdi biz, bu Türkiye’mizin siyaseten belirsizlikleri ortadan tamamen kaldırmak ve bu tür hesapları, kitapları, tuzakları yok etmek için biz bir adım attık. Bir başka şey tabi, 2019’a kadar Türkiye üzerinde pek çok uluslararası çevreler ve içerideki onlarla iş birliği yapan çevrelerle beraber pek çok plan-program tuzak var. Seçimin planlanandan öne alınması bütün senaryoları boşa çıkarmıştır. Türkiye’ye dönük bütün tuzakları tuzak kuranların elinde patlatmıştır. Bütün senaryoları boşa çıkarmıştır. Bütün hayalleri kabusa dönüştürmüştür. Türkiye üzerine artık kimse hesap yapamayacaktır. Eminim ki, bu seçim kararı bu hesapçıların hepsini perişan etti. Ben o yüzden bakarsanız seçim kararına üzülenleri, Türkiye’nin burada ne kadar doğru büyük bir hamle yaptığını, geçen bir gazete manşet atmıştı, ‘Şah-Mat’, nasıl bir şah-mat yaptığını çok net bir şekilde görecektir. Türkiye’ye dönük bütün kirli senaryoları biz bu kararla çöpe attık. Türkiye üzerinde artık oyun oynanacak, önüne tuzak kurulacak, Türkiye dışarıdan birtakım yöntemlerle yönlendirilebilecek bir ülke değildir. Bunu dostumuz biliyor zaten düşmanları da Türkiye’nin bunu eninde sonunda öğrenmesi lazım. Türkiye büyük bir devlet, Türk milleti büyük bir millet."
(İHA)