'Tek bir insanın diğeri için neler ifade edeceğini hiç bilmemişti, çünkü hiç yalnız kalmamıştı. İnsanları her zaman duyumsanmayan hava gibi değerlendirmişti yalnızca(...)”(Zweig,13) Sosyal varlıklarız; yemek yerken bile birileriyle...
Her serzenişimizde ellerimizi tutsun diye anlatılan bir kız vardı eskiden. Hava karardığında bulutlarla dost olabileceğine sevinen bir nesil yetiştirilmek istendi. Bardağın dolu tarafına bakmaktan da öte üzerine su ekleyen umutlu çocuklar......
İnsanlığımızı; fazla düşünmekten, fazla hissetmekten kazanıyoruz. Bulduğumuz her şeyi doldurduğumuz bir içimiz var; sokakta gördüğümüz kediye acımızı da orada biriktiriyoruz, dostlarımızın yaptığı şeyleri de. Üzüntümüz...