Merkez Bankası Başkanı Murat Çetinkaya, "Enflasyonun 2018 yıl sonunda yüzde 13,4 olarak gerçekleşeceğini, 2019 yıl sonunda yüzde 9,3’e, 2020 yıl sonunda ise yüzde 6,7’ye geriledikten sonra orta vadede yüzde 5 düzeyinde istikrar kazanacağını tahmin ediyoruz" dedi.
TCMB Başkanı Çetinkaya, Merkez Bankası 2018 yılı üçüncü enflasyon raporuna ilişkin basın toplantısı düzenledi. Çetinkaya, ticari kredi büyümesinin, kredi koşullarındaki sıkılaşma ve kredi talebindeki düşüş kaynaklı olarak yılın ikinci çeyreğinde yavaşladığını ve tüketici kredileri büyümesinin, konut kredilerindeki kampanyalara bağlı olarak bir miktar hızlandığını ifade etti. Çetinkaya, 2018 yılının ikinci yarısında iktisadi faaliyetin dengelenmeye devam edeceğini öngördüklerini belirterek, "Reel kurdaki birikimli değer kayıplarının, turizmdeki güçlü toparlanmanın ve küresel büyümedeki olumlu seyrin etkisiyle mal ve hizmet ihracatının büyümeye desteğini sürdürerek cari işlemler dengesini olumlu etkilemeye devam etmesini bekliyoruz. Küresel büyüme görünümündeki olumlu seyrin önümüzdeki dönemde de devam etmesini, ancak yılın ikinci çeyreğinde küresel büyüme hızının Nisan Enflasyon Raporu varsayımlarımıza kıyasla daha düşük bir düzeyde gerçekleşmesini bekliyoruz. Bu çerçevede, orta vadeli tahminleri oluştururken ihracat ağırlıklı küresel büyüme patikası varsayımımızı 2018 yılı için sınırlı bir miktar aşağı yönlü güncelledik. Nisan Enflasyon Raporu sonrasında gerçekleşen Fed ve ECB toplantılarında alınan kararlar küresel para politikası normalleşme hızının önceki rapor dönemine göre bir miktar arttığına işaret ediyor. Bu çerçevede, orta vadeli tahminleri oluştururken dışsal olarak aldığımız yurt dışı faiz patikası varsayımını sınırlı bir miktar yukarı çektik. Ayrıca önümüzdeki dönemde küresel risk algılamalarında mevcut duruma kıyasla ek bir bozulma olmayacağını varsaydık. Ham petrol fiyatlarında yılın ikinci çeyreğinde kaydedilen yükselişe bağlı olarak, orta vadeli tahminlerde kullanılan ham petrol fiyatları varsayımı 2018 yılı için ortalama Nisan Enflasyon Raporundaki 68 ABD dolarından 73 ABD dolarına, 2019 yılı için ise 65 ABD dolarından 73 ABD dolarına yükseltildi. ABD doları cinsinden ithalat fiyatlarının yıllık ortalama artış oranlarına dair varsayım da son dönem gelişmelerine bağlı olarak 2018 ve 2019 yılı için yukarı yönlü revize edildi. İşlenmemiş gıda fiyatları enflasyonu 2018 yılı ikinci çeyreği sonunda yüzde 23,2’ye ulaşarak Nisan Enflasyon Raporu varsayımımızın oldukça üzerinde gerçekleşti. Önümüzdeki dönemde bazı sebze ve meyve ürünlerinde fiyatların yeni ürün arzı ile birlikte düzeltme yapmasıyla işlenmemiş gıda enflasyonunun tarihsel ortalama değerlerine yakınsayarak yıl sonunda yüzde 12’ye gerileyeceğini varsaydık. Buna bağlı olarak, gıda enflasyonu varsayımını 2018 yıl sonu için yüzde 7’den yüzde 13’e, 2019 yıl sonu için ise yüzde 7’den yüzde 10’a güncelledik" açıklamasını yaptı.
"ENFLASYONUN KADEMELİ OLARAK HEDEFLERE YAKINSAYACAĞINI ÖNGÖRMEKTEYİZ"
Tahminleri oluştururken, akaryakıt fiyatlarında istikrarı sağlamaya yönelik düzenlemenin yıl sonuna kadar devam edeceğini öngördüklerini kaydeden Çetinkaya, "Öte yandan, akaryakıt dışındaki enerji kalemlerinde yılın üçüncü çeyreğinde Nisan Enflasyon Raporu döneminde öngörülene kıyasla daha yüksek oranlı fiyat ayarlamaları yapılacağını varsaydık. Orta vadeli tahminleri üretirken, maliye politikasının orta vadeli bir bakış açısıyla enflasyonu düşürmeye odaklı olarak ve para politikası ile eşgüdüm halinde belirlendiği bir görünüm esas aldık. Bu çerçevede, kamunun iktisadi faaliyeti destekleyici duruşunun yerini nötr bir duruşa bırakacağını, ayrıca kamu kontrolündeki fiyat ve ücretlerin geçmişe endekslemeyi azaltacak şekilde büyük ölçüde enflasyon hedefleri ile uyumlu olarak belirleneceğini varsaydık. Bu çerçeve, enflasyonu düşürmeye ve makroekonomik dengelenme sağlamaya yönelik güçlü politika koordinasyonu ile risk primi ve belirsizlik algılamalarında kademeli olarak iyileşme öngörüyor. Enflasyonu düşürmeye odaklı, sıkı bir politika duruşu ve güçlendirilmiş politika koordinasyonu altında, enflasyonun kademeli olarak hedeflere yakınsayacağını öngörmekteyiz" dedi.
Enflasyon tahminlerini paylaşan Çetinkaya, enflasyonun 2018 yıl sonunda yüzde 13,4 olarak gerçekleşeceğini, 2019 yıl sonunda yüzde 9,3’e, 2020 yıl sonunda ise yüzde 6,7’ye geriledikten sonra orta vadede yüzde 5 düzeyinde istikrar kazanacağını tahmin etiklerini söyledi.
"TL ÜZERİNDEKİ DEĞER KAYBI YÖNÜNDEKİ BASKILARIN AZALDIĞI BİR ÇERÇEVE ESAS ALDIK"
Çetinkaya, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Enflasyonun, yüzde 70 olasılıkla, 2018 yılı sonunda yüzde 12,5 ile yüzde 14,3 aralığında (orta noktası yüzde 13,4), 2019 yılı sonunda yüzde 7,6 ile yüzde 11,0 aralığında (orta noktası yüzde 9,3), 2020 yılı sonunda ise yüzde 4,8 ile yüzde 8,6 aralığında (orta noktası yüzde 6,7) gerçekleşeceğini tahmin ediyoruz. Tahminleri oluştururken para politikasındaki sıkı duruşun uzun bir süre korunacağı bir çerçeveyi esas aldık. 2018 yıl sonuna dair tüketici enflasyonu tahmini Nisan Enflasyon Raporu’na göre 5 puan yukarı yönlü güncellenerek yüzde 13,4’e yükseltildi. Söz konusu güncellemenin 2,3 puanı petrol fiyatları ve döviz kuru kaynaklı gelişmelere bağlı olarak Türk lirası cinsinden ithalat fiyatları varsayımının yukarı çekilmesinden kaynaklandı. Bu güncellemede, akaryakıt dışı enerji fiyatları üzerindeki petrol ve kur kaynaklı maliyet unsurlarının etkileri de dahil edildi. Yüzde 7’den yüzde 13’e güncellenen gıda fiyatları ise, yıl sonu tüketici enflasyonu tahmini güncellemesine 1,4 puan katkıda bulunmakta. Yılın ikinci çeyreğindeki yüksek oranlı tahmin sapması ve fiyatlama davranışlarındaki bozulma enflasyon tahminine 1,3 puan katkıda bulunuyor. ÖTV artışı sonucu alkollü içecek fiyatlarındaki artış da güncellemenin 0,1 puanlık kısmını oluşturuyor. Ayrıca, bir önceki Rapor dönemine göre aşağı yönlü güncellenen çıktı açığı 2018 yıl sonu tahminini 0,1 puan aşağı çekiyor. Diğer taraftan, 2019 yıl sonu enflasyon tahmini yüzde 6,5’ten yüzde 9,3’e yükseltildi. Nisan Enflasyon Raporuna göre 2,8 puanlık yukarı yönlü güncellemeye petrol ve Türk lirası cinsi ithalat fiyatları varsayımının yukarı yönlü güncellenmesi 1,5 puan katkıda bulunurken, gıda fiyatı varsayımının yüzde 7’den yüzde 10’a çıkarılması 0,7 puan katkıda bulunuyor. Gerçekleşme etkisi ve ana eğilimdeki bozulma tahmini 1 puan yukarı çekiyor; çıktı açığının aşağı yönlü güncellenmesi ise 0,4 puan düşürücü katkıda bulunuyor. Bu çerçevede, yıllık tüketici enflasyonunun 2018 yılı üçüncü çeyreğinde sınırlı bir artış gösterdikten sonra son çeyrekte gerileyerek yıl sonunu yüzde 13,4 değerinde tamamlayacağı tahmin edilmekte. Ülke risk priminde küresel ve yurt içi gelişmeler kaynaklı ilave bir artış olmadığı varsayımı altında, sıkı para politikası duruşunun ve enflasyon odaklı politika eşgüdümünün kararlılıkla sürdürülmesinin yanı sıra iktisadi faaliyet ve kredi büyümesinin daha ılımlı bir patikaya yakınsaması 2019 yılında enflasyondaki düşüş sürecini destekleyecektir. Enflasyonda ulaşılan yüksek seviye ve artan küresel riskler dikkate alındığında, mevcut durumda enflasyonla mücadelede ödünleşimlerin azaltılması ve ekonomimizin dayanıklılığının desteklenmesi bakımından maliye politikasının ve makroihtiyati politikaların dengelenme sürecine vereceği katkı kritik önem taşımakta. Bu noktada, para ve maliye politikası arasındaki eşgüdümün güçlendirilmesi açısından çeşitli etkileşim kanallarının ve iyileştirme alanlarının ortaya konulduğu kutu çalışmamızı okumanızı tavsiye ediyorum. Tahminleri oluştururken, makro politika bileşiminin enflasyonu düşürme öncelikli olarak eşgüdüm içinde belirlendiği bir görünüm altında, Türkiye’ye dair risk algılamalarında son dönemde gözlenen olumsuz ayrışmanın büyük ölçüde geri alınarak Türk lirası üzerindeki değer kaybı yönündeki baskıların azaldığı bir çerçeve esas aldık. Bu doğrultuda reel kurda ılımlı bir değerlenme eğilimi varsaydık. Ayrıca, tahminleri oluştururken söz konusu politika eşgüdümünün enflasyon beklentilerinde uzun süredir devam eden bozulmanın önüne geçeceğini ve özellikle orta dönem enflasyon beklentilerinin kademeli olarak enflasyon hedefine yakınsamasına katkıda bulunacağını öngörüyoruz. İç talepteki ivme kaybının etkisiyle iktisadi faaliyet düzeyinin yılın ikinci yarısı itibarıyla enflasyondaki düşüşe katkı vermeye başlamasını beklemekteyiz. 2019 yılında ise çıktı açığı Nisan Enflasyon Raporuna göre daha aşağıdan gitmekle birlikte, iktisadi faaliyetin kademeli olarak toparlandığı ve ana eğilimine yakınsadığı bir görünüm ima etmekte."
(İlker Turak - Nurullah Geylani /İHA)