TBMM Başkanı Binali Yıldırım, “Suriye ve Irak’taki istikrarsızlığın en büyük bedelini Türkiye ödedi” dedi.
Özbekistan’a düzenlediği resmi ziyaret kapsamında Başkent Taşkent’te bulunan TBMM Başkanı Binali Yıldırım, Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı’nın (TİKA) düzenlediği programda konuştu. Konuşmasına iki ülkenin tarihi geçmişine dikkat çekerek başlayan Yıldırım, “Burası sizin olduğu kadar bizim de ata yurdumuz. Seyhun ve Ceyhun nehirleri ile bereketlenen bu topraklarda kendimizi sizlerle aynı görüyoruz” ifadelerini kullandı. İki ülkenin kardeş olduğu vurgusunda bulunan Yıldırım, “Bizim için Ankara neyse Taşkent de odur. Semerkant Bursa gibidir, Buhara Konya’ya benzer. Bir yanımız Anadolu’da diğer yarımızda Özbekistan’dadır. Sizler Asya’nın incisi olan Özbekistan’da bizler Anadolu’da olsak da muhabbetimiz eksilmemiş, münasebetimiz hiçbir zaman kopmamıştır. Bu yüzden Taşkent’e geldiğimizden itibaren kendimizi evimizde hissettik” dedi.
Özbekistan’ın hem coğrafi hem de tarihi olarak eşsiz bir güzelliğe sahip olduğunu belirten Yıldırım, “Avrupa’nın karanlık çağında Özbekistan Dünyayı ısıtan ve ışıtan bir ülkedir. Astronomi alanında yaptığı çalışmalar ve kurduğu rasathane ile dünyanın ve yıldızların sırrını çözmeye çalışan Ulubey bu topraklarda yetişmiştir. Ulubey’in öğrencisi Ali Kuşçu burada öğrendikleri ile Osmanlı devletinde Astronomi çalışmalarını başlatan ilk insan olmuştur. Harezmi, İbn-i Sina, Farabi, Buruni gibi yüzlerce yıldır insanlığın aklına ufkuna hizmet eden büyük bilginler bu toprakların eseridir” diye konuştu.
“TAŞKENT’TE İLK BÜYÜKELÇİLİK AÇAN ÜLKE TÜRKİYE OLMUŞTUR”
Özbekistan’ın bağımsızlık sürecine değinen TBMM Başkanı, “Özbekistan 1991’de bağımsızlığını ilan etmiş ve Taşkent’te ilk büyükelçilik açan ülke Türkiye olmuştur. Türk dünyasının kadim devletlerinden biri olan Özbekistan 29 yaşında hür ve bağımsız bir devlettir. İnşallah bu bağımsızlık ebediyete kadar devam edecektir” ifadelerini kullandı.
İki ülke arasındaki ilişkilerin stratejik ortaklık seviyesine çekildiğini hatırlatan Yıldırım, “Münasebetlerimizde kaybettiğimiz zamanı telafi etmek için imzalanan anlaşmalar ve Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği mekanizmasının kurulması ilişkilerimizi daha da kuvvetlendirmiştir. Özbekistan’ın Türk vatandaşlarına bir aya kadar vize muafiyeti aynı şekilde Türkiye’nin uygulamaları gidiş-gelişleri hem hızlandırmış hem de kolaylaştırmıştır. Hedefimiz bu yıl ticaret hacmimizi 2 milyar doların üzerine çıkarmaktır. Ancak bu yeterli değildir. 81 milyonluk Türkiye ile 33 milyonluk Özbekistan arasındaki ticaret hacmi en az 5 milyar dolar olmalıdır. Yakın vadedeki hedef bu olmalı ve bu ticaret hacmi iler de daha da artırılmalıdır” dedi.
“ERDOĞAN VE MİRZİYOYEV GİBİ İLERİ GÖRÜŞLÜ DEVLET BAŞKANLARIMIZ VAR”
Bu hedefler için doğru planlamanın yapılması gerektiğini belirten Yıldırım, “Geçmişin tecrübeleri ile geleceğe ışık tutarak imkanlarımızı fırsata dönüştürme vakti gelmiştir. Bizim unumuz da var şekerimiz de var yağımız da var, büyük hiciv ustası Nasrettin Hoca’nın da dediği gibi o halde artık helva yapma zamanı gelmiştir. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Özbekistan Cumhurbaşkanı Şevket Mirziyoyev gibi çalışmaktan usanmayan, ileri görüşlü devlet başkanlarımız var. İmkanlarımızı ve kaynaklarımızı en rasyonel şekilde kullanarak sularımızı birlikte yükseltelim, kayığımızı birlikte kaldıralım, dünya refahından alınan payı birlikte arttıralım” şeklinde konuştu.
“SURİYE VE IRAK’TAKİ İSTİKRARSIZLIĞIN EN BÜYÜK BEDELİNİ TÜRKİYE ÖDEDİ”
Müslüman ülkelerin refaha ve istikrara ulaşmasının ortak hedef olduğunu hatırlatan Yıldırım, “Bu çerçevede Kazakistan, Kırgızistan,Türkmenistan, Tacikistan ile münasebetleri iyileştirme ve geliştirme gayreti içerisindeyiz. Afganistan’daki huzursuzluk ve istikrasızlığın en büyük bedelini Özbekistan ödemektedir. Tıpkı Suriye ve Irak’taki istikrarsızlığın en büyük bedelini Türkiye’nin ödediği gibi. Afganistan’da barış ve güven ortamının tam anlamı ile tesis edilmesi bu bölgelerdeki kalkınma refah ve istikrar önündeki engelleri tamamen ortadan kaldıracaktır” dedi.
(İHA)