Ankara'nın Sesi Haber Sitesi

O 4 ilkenin eğitim-öğretim hayatındaki önemine değindi

POLİTİKA

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Eğitim-öğretim hayatında tek millet, tek devlet, tek vatan, tek bayrak bilinciyle yetişen hiç kimse ne içeride ne dışarıda ülkesinin aleyhine faaliyetlere kalkışmayacaktır. Türkiye’yi kesinlikle hak etmediği iftira ve yalanlardan korumanın yolunun bu olduğuna inanıyorum” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Eğitim-öğretim hayatında tek millet, tek devlet, tek vatan, tek bayrak bilinciyle yetişen hiç kimse ne içeride ne dışarıda ülkesinin aleyhine faaliyetlere kalkışmayacaktır. Türkiye’yi kesinlikle hak etmediği iftira ve yalanlardan korumanın yolunun bu olduğuna inanıyorum” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi’nde düzenlenen Yükseköğretim Akademik Yıl açılış töreninde konuştu. Türkiye’nin içeride ve dışarıda çok büyük mücadeleleri yürüttüğü bir dönemden geçtiğini belirten Erdoğan, bu süreçte herkes gibi akademisyenlerin de desteğine ihtiyaç olduğunu söyledi. “Hep gördüğümüz bir gerçeği geçtiğimiz günlerde Amerika ve Almanya’ya ziyaretlerimizde bir kez daha müşahede ettim” diyerek sözlerini sürdüren Erdoğan, “Özellikle Batı ülkelerinin medya organlarında, akademik çevrelerinde ve genel olarak kamuoylarında ülkemiz hakkında pek çok yalan, yanlış, yanıltıcı bilgi dolaşıyor. Bu yanlışların düzeltilmesi için seferberlik ruhuyla çalışmamız gerekiyor. Bu devasa, güçlü zannettiğimiz ülkeleri başında olanların değil, medyalarının yönettiğini gördüm. Yaptığım görüşmelerde ‘medya şöyle diyor, böyle diyor’ söyledikleri bu. Kendilerine ‘halkınız ne diyor, bunu düşünmüyor musunuz? Bırakın medyayı’ dedim. Bir zamanlar bizde de bu vardı. Ülkemizi medya yönetiyordu. Demokrasi diyorsun bir taraftan, demokrasi derken halkı bir yana koyup medya diyorsun. Yazılı medya yarın yazar, varsın yazsın. Bizim derdimiz halkımız, halkımız bize kaç puan veriyor önemli olan bu. Demokrasi gücünü halktan alır. Halk yoksa demokrasi yok. Medya ile falan demokrasi olmaz. Öyle güçlü demokrasi olur ki orada medya da güçlüdür. Kalkıp da ‘ben demokrasiyi oluşturuyorum’ gibi bir mantık varsa kimse kusura bakmasın. Bir siyasetçi de eğer medyadan çekiniyorsa onun da sağlıklı siyaset yapması mümkün değildir. Herkes kendi alanında bu gayreti gösterdiğinde işimizin çok daha kolay olacağı açıktır. Akademisyenlerimiz de kendi mecralarında ülkemizin doğrularını anlatarak bu konuya katkı verebilir. Her gün aleyhinde yazıların yayınlandığı, haberlerin yapıldığı, sosyal medya dedikodularının yayıldığı bir ülke olarak bu dayanışmayı göstermeye mecburuz. Buna karşılık yurt dışında ülkemiz ve milletimiz aleyhinde faaliyet gösteren kendi vatandaşlarımızı görmek bizi üzüyor. Kimi gazeteci, kimi akademisyen, kimi sivil toplum kuruluşu mensubu, kimi siyasetçi kimlikli bu kişilerin nasıl olup kendi vatanlarına bu derece husumet içerisine girmelerini anlamakta zorlanıyoruz. Bu noktada iş ister istemez yine eğitim konusuna geliyor. Bunların çok önemli bir bölümü bizim eğitim sistemimizden geçmiş kişiler. Demek ki sistemde bir sorun var. Gençlerimize kendi tarihimizi, kültürümüzü, değerlerimizi anlatamadığımız sürece bu arıza devam edecektir. Kendimize güvenli bir gelecek inşa etmek istiyorsak eğitim öğretimden başlamak zorundayız. Ülkemizin yönetiminde sorumluluk üstlendiğimiz son 17 yıla yakın döneme ilişkin en büyük hayıflanmamız bu konudadır. Sayısal olarak çok büyük başarılara imza atmış olmamıza rağmen merhum Mehmet Akif’ten ilhamla ‘Asımın Nesli’ni yetiştirme konusunda yeteri kadar mesafe kat edemediğimizi düşünüyorum. Yeni dönemde bu eksiğimizi de tamamlayacağız. Temeli ne kadar sağlam atarsak üzerindeki binanın o kadar sağlam olacağı açıktır. Eğitim öğretim hayatında tek millet, tek devlet, tek vatan, tek bayrak bilinciyle yetişen hiç kimse ne içeride ne dışarıda ülkesinin aleyhine faaliyetlere kalkışmayacaktır. Türkiye’yi kesinlikle hak etmediği iftira ve yalanlardan korumanın yolunun bu olduğuna inanıyorum” ifadelerini kullandı.

“İLK DEFA GELİŞMELERİN ARKASINDAN GİTMEK YERİNE ÖNÜNE GEÇTİK”

Dünyanın ve bölgemizin tarihi yeniden bir yapılanma sürecinden geçtiğini kaydeden Erdoğan, “Türkiye geçmişte bu tür değişimleri hep arkadan takip etmeye çalışmış ve treni kaçırmıştır. Bu sefer aynı hataya düşmedik. Çok uzun zamandır ilk defa gelişmelerin arkasından gitmek yerine önüne geçtik. Ülkemizin yönetim sistemini yeni dönemin ihtiyaç ve ruhuna uygun şekilde tamamen kendi irademizle, demokratik yöntemlerle değiştirmekti. 15 Temmuz darbe girişimi gibi büyük bir travmanın arkasından böyle bir başarıyı gerçekleştirdik. Ülkemizin son 5 yıldır başına gelen her hadise doğrudan siyasi, sosyal, ekonomik istikrarımızı bozmaya yönelikti. Milletimizin feraseti sayesinde bu saldırıların boşa çıkartılmış olması ortada ki hakikati değiştirmeye yetmiyor. Bu hakikat yönetim sistemimizin krizlere, vesayetlere, darbelere, cuntalara açık bir yapıya sahip olduğudur. Biz böyle gelmiş böyle gider demedik. Milletimizle birlikte bu çarpıklığı gidermek üzere harekete geçtik. 16 Nisan halk oylaması ve 24 Haziran seçimleriyle bu kritik değişimi kısa sürede tamamladık. Bugün Türkiye geleceğine daha güvenle bakan bir ülkedir, bölgesel meselelerde aldığımız inisiyatifler, ekonomik saldırıları kısa sürede kontrol altına alma konusunda elde ettiğimiz neticeler hep bu değişimin sonuçlarıdır. Düne kadar Suriye’deki kaosun içine çekilmeye çalışılan Türkiye bugün Suriye halkının güvenliğini ve huzurunu bizzat kendi yerinde sağlayan bir ülke haline gelmiştir. Geçmişte ülkemizi sığınmacı akını altında ezmeye çalışanlar bugün bizim geliştirdiğimiz yöntemlere destek olmanın yollarını arıyorlar. Türkiye’yi sahadan ve masadan dışlamaya çalışanlar bugün bizimle olmanın gayreti içindeler. Şu anda hala farklı tavır içinde gözükenlerin de çok yakında aynı çizgiye geleceklerinden şüpheniz olmasın. Değişim, reform, yenilik yolunda kararlılıkla ilerlediğimiz sürece önümüzde hiçbir kapalı kapının kalmayacağını biliyoruz. Yüksek öğretim ve genel olarak eğitim konusu değişime, yeniliğe, reforma en çok sahip çıkmamız gereken konudur. Siz değerli hocalarımızı bu sürecin mimarı ve taşıyıcısı olarak görmek istiyoruz. Üniversitelerimizin ve akademisyenlerimizin atalete düştüğü bir yerde toplumumuzun çok büyük atılımlar içine girmesini beklemek beyhudedir. Cumhurbaşkanı olarak üniversitelerimiz ile ilgili tüm tasarruflarımızı bu anlayışla yapmaya çalışıyoruz. Tek bir amacımız var; üniversitelerimizi olması gerektiği gibi ülkemizin ve milletimizin öncü kuruluşları haline getirmektir. Üniversitelerimizin 2018-2019 eğitim öğretim yılının başarılarla dolu hayırlı uğurlu olmasını diliyorum” açıklamasını yaptı.

(İHA)
Sıradaki Haber
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.