Ankara'nın Sesi Haber Sitesi

"Bilgileri 176 ayrı mesajla dışarıya yollamışlar"

SPOR

Fenerbahçe Başkanı Ali Koç, geçen haftalarda takımla ilişkileri kesilen üç hocayla ilgili, "Antrenman programları, antrenman görüntüleri ve oynanan maçlarla alakalı verileri 28 Haziran’dan itibaren bizim tespit ettiğimiz 176 ayrı mesajla dışarıya yollamışlar" dedi.

Fenerbahçe Başkanı Ali Koç, geçen haftalarda takımla ilişkileri kesilen üç hocayla ilgili, "Antrenman programları, antrenman görüntüleri ve oynanan maçlarla alakalı verileri 28 Haziran’dan itibaren bizim tespit ettiğimiz 176 ayrı mesajla dışarıya yollamışlar" dedi.

Fenerbahçe’nin Faruk Ilgaz Tesisleri’nde düzenlenen ekim ayı olağan yüksek divan kurulu toplantısında konuşan Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanı Ali Koç, önemli açıklamalarda bulundu. Futbol takımının beklentilerin uzağında kaldığını belirten Koç, "Felsefe ve zihniyet değişikliğinin sıkıntılı olacağını biliyorduk ama bazen de şans yanımızda olmayınca olumsuz noktaya geldik. Biz yeniden bir yapılanmadan geçtik. İki tane temel felsefemiz var. Bir tanesi yaş ortalamasını düşürmek. Geçen sene itibariyle ligin en yaşlı takımlardan biriydik. İkinci hedef ise maaş ortalamasını düşürmekti. Üçüncü hedefimiz de yatırım yaptığımız sporculardan bir ekonomik değer sağlamaktı. 3 hedefle yola çıktık. Bu sene 25 milyon Euro’luk satış yaptık ve 13 milyon Euro satın alma yaptık. Financial Fair-Play sıkıntılarından dolayı satışlarımızda transferin sonuna geldiği için bunları son dakika yapmak zorunda kaldık. Hocamızın 2 ay boyunca en temel oyuncusu olan Josef ve Giuliano’yu satmak zorunda kaldık. İkisinin getirdiği meblağa baktığımız zaman hepimiz karar verdik ki satmamak sorumsuzluk olur. Josef, Aralık’ta boşa çıkacaktı ve 4 milyondan başlayan pazarlıklar, 12 milyona gelince yapacak hiç bir şey yoktu. Hocamızın da hakkını vermek lazım, 2 önemli oyuncudan mahrum kaldı. Yeni bir takım kurduk, sancılı olacağınız biliyorduk. Belki çok fazla yeni oyuncuyu çok erken sahaya sürmenin öz eleştirisini yapabiliriz. Samandıra’nın dengelerine daha çabuk hakim olamamaktan dolayı da öz eleştiri olabilir. Bunlara rağmen 9 maçta aldığımız 9 puan sadece bunlarla açıklanamaz. Bizim gibi büyük takımlar kötü oynadığı zamanda maç kazanabilir. Bütün olumsuzlukları biz üst üste yaşadık. Bu kadar kötü bir başlangıcın sonu iyi olacak bir karmanın olacağını kendi kendime söylüyorum. Kulübümüzün geleceğinin temellerinin daha sağlam olması, kendi ürettiği mali güçten sürdürebilir bir sportif başarı yakalaması gerekiyor. Yola çıkarken zor olacağını biliyorduk. Değişime harcayacağımız zamanı futbolda kriz yönetimine harcıyoruz. Kötü oynadığımız günler geçti. 5 maçın 4’ünde gol yemedik, savunmayı oturttuk. Ofansif futbol da oturdukça galibiyetler gelecektir” ifadelerini kullandı.

“EN BÜYÜK GÜCÜMÜZ TARAFTAR VE CAMİA”

Psikolojik bir virajdan geçtiklerini söyleyen Başkan Koç, “Buradaki en büyük gücümüz taraftar ve camiadır. Biz pek çok alanda aynı anda mücadele ediyoruz. Biz bu mücadeleyi vereceğiz, siz yeter ki arkamızda olmaya devam edin. Bizde bu engelleri aşacak güç, enerji ve inancın hepsi var. Zaman alacaktır ama olacaktır. Dolayısıyla inandığımız yolda sonuna kadar gideceğiz. İnşallah başarılı oluruz” dedi.

“İŞLER KÖTÜ GİDİNCE VİRÜSLER ORTAYA ÇIKIYOR”

Fenerbahçe’nin başarısını istemeyen belli bir kesimin olduğuna dikkat çeken Ali Koç, “Bunun bir kısmı art niyetli olan, Fenerbahçe’nin başarısını istemeyen, bir kısmı değişime karşı çıkan kişiler olabilir. İnsanın doğasında da bu var. İşler kötü gidince virüsler ortaya çıkıyor. Futbolumuz kötü gittiği zaman hocamızla, yönetimimizle alakalı yıpratıcı haberler var. Biz mümkün olduğu kadar şeffaf olmaya çalışıyoruz. Kapı arkasında lokantalarda medya mensuplarıyla bir araya gelip arkadan haberler yapmıyoruz” şeklinde konuştu.

“BİLGİLERİ 176 AYRI MESAJLA DIŞARIYA YOLLAMIŞLAR”

Yakın zamanda takımdan gönderilen üç hocayla alakalı da konuşan Koç, şunları söyledi:

“Bizim sızdıran bilgilerimiz sadece maç verileri değildir. Antrenman programları, antrenman görüntüleri ve oynadığı maçlarla alakalı verileri 28 Haziran’dan itibaren bizim tespit ettiğimiz 176 ayrı mesajla dışarıya yollamışlar. Bunun neresi normaldir. Öyle bir ülkede yaşıyoruz ki insanlar yalan söylüyor, herkes inanıyor, doğru söyleyen ispatlamak zorunda kalıyor. Bu kişiler medyaya taşlarını döksün diye bekledik. Basın toplantısı yapıp mahkemeye vereceklermiş. Yapsınlar, bekliyoruz. Her hususta, her olayda madalyonun iki yüzü olduğuna inanan insanım. Hocalarımızla görüşme konusunda hiçbir sakınca yoktu. Bu insanlar randevu isteyeceklerini basına söylüyorlar. 2 saat hocalarla bir görüşmemiz oldu. Kulübe geldiler. Yönetim kurulu arkadaşlarımızla beraber oturduk, dinledik. Çok şeyler anlatıp söylediler. Onlara, ’Çok şey söyleyip anlatıyorsunuz ama aslında hiç bir şey söylemiyorsunuz’ dedim. Hatalarını kabul ettiler. Niyetlerinin kötü olmadığını ve pişman olduklarını, istenilen bir basın açıklaması yapacaklarını ifade ettiler. Bizim için makuldü. Çünkü bu kişilerin aileleri de çocukları da bu durumdan olumsuz etkileniyor. Söylenen hiçbir şey inkar edilmedi. Bilgi sızdıran arkadaşa dedik ki; bu Türkiye’de dört ayrı hususta kanuna aykırı. Bizde kulübe ait geçen senenin verileri yoktu ama onların bilgisayarlarında vardı. Bu toplantının sonunda öyle bir noktaya geldik ki hatta ben Murat beye dedim ki; Ben çocuklar konusunda hassasım. Böyle bir şey olmuşsa okula gidip görüşeyim. Siz o zaman pişmansanız özür dileyeceksiniz, bir açıklama hazırlayın, bize iletin ve biz bunu açıklayalım, konuyu kapatalım dedik. Hatta belli bir süre maaşınızı ödeyelim, aileniz sıkıntıya girmesin dedik. 2 gün sonra bir açıklama geldi, basına ve o günkü toplantıda yaptığımız konuşmalar yazıldı. Adamlarla bilgi sızdırmaktan dolayı orta yolu bulmaya çalışıyoruz, vicdanlı davranıyoruz, fakat bunlar yine dayanamayıp bizim konuştuklarımızı bire bir olmasa da basına yansıtıyor. Bu olay olduktan sonra biz bu iş bitmiştir diye konuştuk. Bu konuda biz cevap vermediğimiz için insanlar atıp tutabiliyor. Biz az konuşup öz konuşmayı tercih ediyoruz. Bunlara alışacaklar ve daha sağlıklı iletişim kuracağız. Şu an mesajlaşarak özür diliyorlar, çocuklarının resimlerini yolluyorlar. Bu kabul edilebilir bir olay değil. Bunu böyle bilmenizi sizden rica ediyorum. Bu kadar olağan dışı bir olayı olağan bir olaymış gibi medyadaki ağabeyleriyle, dostlarıyla konuşmaları aslında Türk futbolunun yozlaşmasının en güzel örneğidir. Bu bilgilerin neden sızdırıldığının cevabı yok. Bunun sebebi ne olabilir diye araştırıyoruz. Diyelim ki bilgiler yollandı, bu iş hiç bir şey olmamış gibi geçilemez. Medyaya söylüyorum, biraz da işin ciddiyetini anlayın. Biz 111 yıllık kulübü ayakta tutmaya çalışıyoruz. Bu verileri bir de alan taraf var. Alan tarafın söylemesini bekliyorum, bu hatadır diye.”

“FENERBAHÇE İLE VAR OLANLARLA FENERBAHÇE İÇİN OLANLAR ARASINDA BİR REKABET VAR”

Sarı-lacivertli iki yöneticinin tekme tokat kavga ettiğine dair haberler yapıldığını anlatan Koç, “Ben seyretmiş, engellememişim, birinin tarafını tutmuşum. Ne bir kavga var ne başka bir şey. Bunlar nereden çıkıyor. Bunların hepsi virüsler. İçiniz rahat olsun, hiç bir sorun yoktur. Herkes özveriyle her şeyden feragat ederek Fenerbahçe’ye hizmet etmeye çalışmaktadır. Fenerbahçe ile var olanlarla Fenerbahçe için olanlar arasında bir rekabet var. Benim üzüldüğüm nokta bazı taraftarlarımızın bu tarz haberlerden dolayı etkilenmesi. Yoksa bunlar benim için vız gelir tırıs gider. Türk futbolu belli bir noktaya gelecekse medya mensupları da bir değişim sağlamak zorunda” açıklamasında bulundu.

“KUPA MESELESİ YÖNETİMLER ÜSTÜ BİR KONUDUR”

Verilmeyen şampiyonluklarla alakalı da konuşan Ali koç, “Kupa durumu yönetimler üstü bir konudur. Kim varsa yönetimde bunların üzerine gitmelidir. Bizzat TFF tarafından 1924 yılı itibariyle resmi olarak oynatılan Türkiye şampiyonaları, liglere isimlerini verdiğimiz insanların kazandıkları şampiyonluklar göz ardı edilemez. Bu konu sadece Fenerbahçe’yi ilgilendirmiyor. Aradaki tek fark Fenerbahçe’nin daha fazla şampiyon olmasıdır. Benzer sayılarda olsa bu kadar bekletilmezdi bu konu. Camiadaki herkes bu konuya hassas” dedi.

"3 TEMMUZ’DA FENERBAHÇE DİMDİK AYAKTA DURDU"

3 Temmuz davasının bir an önce sonuçlandırılması gerektiğini dile getiren Koç, “Bunun hiçbir mantığı yok. Bu işin kumpas olduğu Türkiye tarafından taraflı tarafsız görüldü. Fenerbahçe dimdik ayakta durdu. Tek Fenerbahçe sokağa döküldü bu yapıya karşı. Birçok kesimden, birçok insanın hayatları karartıldı kumpaslarla. Artık bu camianın hakkını verin. Bunu talep ediyoruz, rica ediyoruz. Ne sebep olursa olsun bu işin uzamaması lazım. Biz bu işin sonuna kadar peşindeyiz. Fenerbahçe’nin hakkını geri verin. Bunu uzatmanın kimseye faydası yoktur” ifadelerini kullandı.

“ZAMAN ZAMAN KOL KIRILIR AMA YEN İÇİNDE KALMAZ”

’Milyonları temsil ediyorsanız ve ciddi anlamda yanlışlar yapılmışsa bunların konuşulması gerek’ diyen sarı-lacivertli kulübün başkanı, “Zaman zaman kol kırılır ama yen içinde kalmaz. Kalmaz ki bir daha bunlar yaşanmasın. Biz göreve geldiğimizden beri ciddi rakamsal olarak katkıda bulunan insanlar var. Çok rahatlıkla katkı alacağımız insanlarda istediğimiz noktaya gelemedik. Kaynak kampanyaları geleceğimiz açısından çok önemli. Biz bu işten çıkacaksak birlik ve beraberlik içinde çıkarız. Biz bu kampanyaları en küçükten en büyük rakamlara kadar kurguluyoruz. Biz ilk dönem sonunda 60 bini hedefliyoruz üyelik için. Büyüklerimiz bazen diyor küçük kalalım. Bizde diyoruz ki sağlıklı olalım, demokratik kalalım. Hepimiz bu kampanyalara hizmet etmeliyiz” dedi.

“BİZ KİMSEYİ YASAKLAMADIK”

Bazı basın mensuplarının tesislere girmesi konusunda herhangi bir yasak getirmediklerini aktaran Koç, şöyle konuştu:

“Kamuoyuna açık olan hususlarda Fenerbahçe’yi takip etmelerini engellemedik. Kimsenin patronunu, editörünü arayıp, ’şunu işten çıkar, şu haberi yap’ demedik, demeyiz de. Testiyi kıranla taşıyanı ayırt edeceğiz. Bu kişileri özelimize sokmayacağız dedik. Bizim medya anlayışımızda ambargo falan yok.”

“BİZİM ALTYAPIYI BAŞTAN AŞAĞIYA DEĞİŞTİRMEMİZ LAZIM”

Dereağzı ile alakalı bir çalışma yaptıklarını da sözlerine ekleyen Ali Koç, “Dereağzı’nı sıkıştırırsak 5 saha çıkıyor. Ama her şeyi çıkartırsanız bu oluyor. Onun yerine futbol çıksın, her şey Dereağzı’nda kalsın dedik. Anderlecht’e gittik, bizim yarımız kadar bütçeleri var. Bizim de altyapımızı baştan aşağıya değiştirmemiz lazım. Futbol şubesini oradan çıkartıp diğer şubelerin daha rahat çalışılabileceğini düşünüyorum. Dereağzı’nda bir spor cenneti olmalı” şeklinde konuştu.

(Ozan Buğra Koşar - Oğuzhan Ort/İHA)
Sıradaki Haber
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.