Niçin arabuluculuk
Arabuluculuğun ne işe yaradığına ilişkin kamuoyunun aydınlatılmasının önemine inanıyorum.
Kamu otoritesi ve yasa ile getirilen mükellefiyetlerin toplumda kabul edilmesi her zaman başarılı olamamaktadır. İnsanların adalete duydukları inanç, hakka riayet etme, emeğe saygı, ilişkilerin sulh yoluyla sürdürülmesi, kanaat etme, herkesin hakkına ve ödevlerine uygun davranması ilkeleri kapsamında arabuluculuk değerlendirilmeli, sayısal rakamlardaki başarı yerine, toplumdaki anlaşma ve barış kültürüne katkısı önde tutulmalıdır.
Kuran-ı Kerim’de; “Onların gizli konuşmalarının birçoğunda hayır yoktur. Ancak bir sadaka vermeyi veya bir iyilik yapmayı yahut insanların arasını düzeltmeyi isteyenler böyle değildir…”(en-Nisâ, 114)
“…Sulh daima hayırlıdır…”(en-Nisâ, 128),
Rasülüllah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
“Ücretliye/işçiye hakkını, teri kurumadan önce verin!” İbni Mace 2/817, Albânî Sahihu’l-Cami 1493
Günümüzde insanların arasında veya insanların kurumsal yapılarla birçok ihtilafı bulunmaktadır. Bu uyuşmazlıklardan kaynaklanan hakkın talebi veya problemin çözümü mahkemelerden istenmektedir. Meşhur Davalı filminde olduğu gibi belki gelecek nesillerin nereden kaynaklandığını bilemediği uyuşmazlıklar yargı sistemi içerisinde devam etmektedir. Ayırt etmeksizin tüm uyuşmazlıkların yargıya taşınmasının bir arada yaşamak zorunda bulunan bireylerin birbirlerine yaklaşmalarının engeli olma işlevinden başka bir kazancının bulunmadığını müşahede ediyoruz. Şu anda Yargıtay’da bulunan dosyaların öne alınması için verilen dilekçelerin normal sayının çok üzerinde yer alması bunun somut örneğidir. Şu andaki yargı sisteminde verilen kararların da toplumdaki barışa hizmet ettiği tartışmalıdır.
Sorun uyuşmazlık öncesi toplumdaki bireylerin adaletin sağlanmasına ilişkin duygularından kaynaklanmaktadır. Herkesin bir şekilde birileriyle temasını, dolayısıyla hak ve ödev ilişkisini yaşadığı günümüzde bir takım uyuşmazlıkların çıkması gayet doğaldır. Bu ilişkide işi yapanla yaptıran arasında başlangıçtaki el sıkışmadaki iyi niyet, iş bitiminde de devam etmelidir. Etmiyorsa bunu mahkemelerin, bilirkişilerin sağlaması mümkün değildir.
İş akti açısından değerlendirirsek; işçi mahkemeye gidecek, işveren normal işlerini yaparken işçinin davasıyla meşgul olacak, araya vekiller girecek, işçi işveren biraz daha birbirlerinden uzaklaşacak, çalışılan döneme ilişkin bir kısım kaygılarla işverenin ödemesi gereken küçük bir rakam vekâlet ücreti, yargı masrafları, faiz vs. nedeniyle artacak ve yıllar sonra bu rakamı işveren ödemek zorunda kalacaktır. Aynı işçi bu dönem içerisinde alacağını alamadığı için yeni iş telaşına girecek, ailesinin ve arkadaşlarının nezdinde itibarı zedelenecek, işyerinde arkadaşı olan diğer işçiler de bir gün kendilerine yapılabilecek bu uygulama nedeniyle işin ve işyerinin sorumluluğunu gereğince yerine getiremeyecektir. Başlangıçta alınacak tedbirin ihmali, geçte olsa emsal davalar ve ağır bir bedeli ödeme olarak önünüze çıkabilecektir.
Arabuluculuk çalışması hak temelinden ziyade kişilerin tatminine yönelik olduğu için, kusurlardan ziyade tarafların birbirini anlamalarını, bir paydada buluşmalarını sağlayan işleve sahiptir. Bazen bir özür süreci tatlıya bağlayabilir. Toplumun huzura, barışa her zamandan daha fazla ihtiyacı olduğu bugünlerde müzakere, tavsiye, empati, istişare içeren arabuluculuk tarafları tatmin edebilir. Her şeyin yargıya taşındığı bir toplumun huzurlu olma şansı yoktur. İddia ve savunma, Talep ve cevap aşamalarından oluşan yargısal faaliyette sulhun sağlanması olası gözükmemektedir. Zira yargının aleniyet ilkesi uyarınca kişilerin duygularını ifade etmeleri mümkün olmayacağı gibi, yargılamada şekilsel kalıplar dışında değerlendirmeye tabi tutulması söz konusu olmayacaktır.
Arabuluculuğun avantajları olan süre, gizlilik, mahkeme hükmü niteliği, masrafların azlığı, alacağa bir an önce kavuşma, uyuşmazlık sonrası toplumsal barışa katkısı vs. hususlar göz önüne alınarak hukuki bir ilişkiye girildiği sırada, olabilecek uyuşmazlıkların çözümünün bu yolla yapılmasına ilişkin hükümlerin sözleşmelere konulması uygun olacaktır. Aksi halde trajikomik yeni bir Davalı filmine başlamanız kaçınılmaz olacaktır.
Selam ve muhabbetle…
Ankara'nın Sesi Haber Sitesi