Günde kaç kez Twitter, Facebook ve Instagram hesaplarımızı kontrol ediyoruz? Bugün kaç kez kontrol ettiniz? Telefonunuzun veya tabletinizin ekranlarında bildirim simgesini gördükten kaç dakika sonra uygulamaya gidip kontrol ediyorsunuz?
Yapılan araştırmalara göre, 80 milyonluk Türkiye nüfusunun 48 milyonu aktif sosyal medya kullanıcısı ve günde ortalama 3 saat 1 dakikasını sosyal ağlarda harcıyor. Aynı araştırmalarda, sosyal medya uygulamaları haricinde toplumumuzun 3 saat 45 dakikasını da internette geçirdiği öğrenilmiş. Yani toplamda 6 saat 46 dakikamız internet ve sosyal medyada harcanıyor. Peki, sevdiklerimize ne kadar zaman ayırıyoruz? Ailemizle, akrabalarımızla, arkadaşlarımızla ilgilenmeye ne kadar vaktimiz kalıyor? Son dönemde özel günler için tebrik ve davetler sosyal medya hesapları üzerinden yapılıyor. Bayramlarda akrabalarımızı ziyaret etmek yerine, herkese gönderdiğimiz otomatik mesajları göndererek bayramlarını tebrik ediyor, geleneksel adetlerimizi yavaş yavaş unutuyoruz. Haliyle insanlar arasındaki yüz yüze samimi diyaloglar azalıyor ve yerini yapay iletişime bırakıyor. Artık bayramlarda ev ziyaretine gitmek yerine, tatile gidiyoruz. Tatil planlaması yaparken bile gideceğimiz konumu çekeceğimiz fotoğrafların görselliğine göre değerlendirip instagram’da alacağı beğeni sayısına göre belirliyoruz. Yediğimiz, içtiğimiz her şeyin fotoğrafını paylaşıyoruz. “Yediklerimizi yiyebilen, içtiklerimizi içebilen var mı” diye düşünmeden. Eskiden, filmli fotoğraf makineleriyle çektiğimiz her fotoğrafın bir değeri vardı. Hala evlerinde eski fotoğrafları olanlar bu duyguyu çok iyi bilirler. Şimdi, akıllı telefonlarımızla çektiğimiz fotoğrafların ömrü en fazla bir sonraki fotoğrafı çekene kadar. Manzarası güzel olan bir yere gittiğimizde o manzaranın keyfini yaşamak yerine fotoğrafını çekmeye çalışıyoruz. Bunun son örneğine Barcelona maçında Messi’nin tribün önünde çekilen fotoğrafında şahit olduk. Messi coşkuyla tribünlere doğru koşuyor. Yeni jenerasyon dediğimiz, yaşları genç kişiler akıllı telefonlarıyla Messi’nin fotoğrafını çekmeye çalışmaktan, Messi’yi kendi gözleriyle değil, akıllı telefonların ekranından izliyorlar. Daha yaşlı olan 2 taraftar da o anı, o coşkuyu bizatihi yaşıyorlar. Fotoğraf çekenlerin çoğu o fotoğrafı sosyal medya ağlarına yükleyerek beğeni sayısını arttırmanın peşine düşecek. Fotoğrafı beğenenler de iç geçirip, “bir sonraki maçta aynı fotoğrafı ben de çekmeliyim” diye düşünecek.
Oysaki dışarıya çıkmak, doğa ile bütünleşmek, kuş cıvıltılarını hissetmek, çevremizde yaşananları gözlerimizle görmek psikolojimize daha iyi gelecek. Her anı beğeni sayısını düşünerek yaşamayalım, bize iyi geldiği için yaşayalım.
Sanal dünyadan uzaklaşıp, sevdiklerimize daha fazla zaman ayırmak temennisiyle.
Esen kalın.
Mücahit Salih DURAN
Çok doğru bir konuya işaret etmişsiniz. Tebrik ederim.