8 Mart 1857 tarihinde ABD'nin New York kentinde 40.000 dokuma işçisi daha iyi çalışma koşulları istemiyle bir tekstil fabrikasında greve başladı. Ancak polisin işçilere saldırması ve işçilerin fabrikaya kilitlenmesi, arkasından da çıkan yangında işçilerin fabrika önünde kurulan barikatlardan kaçamaması sonucunda 129 kadın işçi can verdi. İşçilerin cenaze törenine 10.000'i aşkın kişi katıldı.
26 - 27 Ağustos 1910 tarihinde Danimarka'nın Kopenhag kentinde 2. Enternasyonale bağlı kadınlar toplantısında (Uluslararası Sosyalist Kadınlar Konferansı) Almanya Sosyal Demokrat Partisi önderlerinden Clara Zetkin, 8 Mart 1857 tarihindeki tekstil fabrikası yangınında ölen kadın işçiler anısına 8 Mart'ın "Internationaler Frauentag" (International Women's Day - Dünya Kadınlar Günü) olarak anılması önerisini getirdi ve öneri oybirliğiyle kabul edildi.
İlk yıllarda belli bir tarih saptanmamıştı fakat her zaman ilkbaharda anılıyordu. Tarihin 8 Mart olarak saptanışı 1921'de Moskova'da gerçekleştirilen 3. Uluslararası Kadınlar Konferansı'nda (3. Enternasyonal Komünist Partiler Toplantısı) gerçekleşti. Adı da "Dünya Emekçi Kadınlar Günü" olarak belirlendi. Birinci ve İkinci Dünya Savaşı yılları arasında bazı ülkelerde anılması yasaklanan Dünya Kadınlar Günü, 1960'lı yılların sonunda Amerika Birleşik Devletleri'nde de anılmaya başlanmasıyla daha güçlü bir şekilde gündeme geldi. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, 16 Aralık 1977 tarihinde 8 Mart'ın "Dünya Kadınlar Günü" olarak anılmasını kabul etti. Birleşmiş Milletler'in sitesinde günün tarihine ilişkin bölümde, kutlamanın New York'ta ölen işçilerin anısına yapıldığı yazılmamıştır.
Yukarıdaki sözler alıntıdır. Bugün 8 Mart 2019. Ne tesadüftür ki Cuma ve üç ayların başlangıcı Recep ayının ilk günü. Bu vesile ile gün içinde gün barındıran günümüz kutlu olsun, hepimizin hayırlar ve iyiliklere kavuşmasına vesile olsun.
İnsanlar malum bir erkek ve bir kadın yaratıldıktan sonra ürediler ve dünyanın çeşitli kıtalarına yayıldılar, bu anlamda bütün insanlar anne ve baba olarak aynı ataya sahiptirler. Kadının ve erkeğin bu üreme faaliyetinde fonksiyonları olmazsa olmaz biçiminde, o halde her ikisi de birbirine muhtaç. Fark güç konusunda ortaya çıkıyor, erkek yapı olarak güçlü, kadın ise naif. Her iki cinsin neslini devam ettirmesi için kuşandığı kabiliyet ve varlıkları sağlıklı nesiller yetiştirmek için seferber etmesi gerekir. Bunların zorla kabulüne çalışılması verilen bu yetkilerin kötüye kullanılması olur ki bunun hem insanlar nezdinde hem de yaratıcı nezdinde sorumluluğu olur.
Erkek veya kız doğmakta hiç kimsenin tercih hakkı olmadığı gibi çocuğun cinsiyeti konusunda yaratıcı dışında kimsenin dahli bulunmadığını biliyoruz. Bu durumda tamamen Allah’ın alanına giren hususlarda insanların kendilerini üstün görmesi veya aşağıda görmesi kabul edilebilir bir davranış türü değildir.
Ülkemizde son yıllar dışında Kadınlar günü daha çok siyasi figür olarak kullanılmaktaydı. Nedense hep bu tür masum günler siyasi/ideolojik amaçlara alet edilebiliyor. Amerika’daki olay sonrası bu olaydan bahsedilmeyerek bir yüzyıldan sonra Dünya Kadınlar günü olarak ilan edilen 8 Martın kadınların tüm haklarının tanınmasına basamak olmasını ben de diliyorum.
Annemin bugün 30 yıl öncesi aramızdan ayrılışı 8 Martı unutulmaz acı bir gün olarak zihnime kazımıştır. Temennim bizleri dünyaya getiren, saran sarmalayan, insanlık değerlerini karnındayken, kucağındayken ve her nerede olursa olsun kalbiyle zerkeden annelerimize, kızlarımıza layık olabilmektir.
Selam ve muhabbetle…
www.milliyet.com.tr/dunya-kadinlar-gunu-neden-kutlanir--pembenar-detay-yasam-2023994/
İlk olarak Allah rahmet eylesin mekanı cennet olsun, çok anlamlı ve güzel noktalara değinen bir yazı olmuş. Tebrikler