Kuru meyve ihracatı 2017 yılında Türkiye genelinde bir önceki yıla göre miktar bazında yüzde 12’lik artış gösterdi, değer bazında ise yüzde 1’lik düşüş kaydedildi. Kuru meyve ihracatı değer olarak da 1.3 milyar dolar düzeyinde gerçekleşti.
Ege Kuru Meyve İhracatçıları Birliği Başkanı Birol Celep, Yönetim Kurulu Başkan Yardımcıları Mehmet Ali Işık ve Gürcan Şen ile birlikte kuru meyve sektörü hakkında önemli açıklamalarda bulundu. 2017 yılında kuru meyve ihracatının Türkiye genelinde bir önceki yıla göre miktar bazında yüzde 12’lik artış gösterdiğini, değer bazında ise yüzde 1’lik düşüş kaydettiğini söyleyen Celep, kuru meyve ihracatının değer olarak 1.3 milyar dolar düzeyinde gerçekleştiğini ifade etti. 2017 yılı kuru meyve ihracatına miktar bazında bakıldığında toplam 493 bin 221 bin tonluk ihracatta çekirdeksiz kuru üzümün yüzde 54,5, kuru kayısının yüzde 19,3, kuru incirin ise yüzde 12,8’lik bir paya sahip olduğu belirtildi. Miktar bazında kuru meyve ihracatının yüzde 86,6’ısını bu üç ana ürün oluşturuyor.
HEDEF MİKTARDA 500 BİN TON
Kuru meyve sektörünün geleneksel ihraç pazarı olan Avrupa Birliğinin ihracatta yüzde 65’lik payla ilk sırada yer aldığını ifade eden Celep, “İhracatta en önemli pazarlarımızdan İngiltere ilk sırada yer alırken, bu ülkeyi Almanya ve Hollanda takip etmektedir. 2013-2017 yılları arası Türkiye geneli kuru meyve ihracatımız miktar bazında 410-493 bin ton arasında, değerde ise 1,28-1,45 milyar dolar arasında değişmektedir. 2018 yılı ihracat hedefimiz ise miktarda 500 bin ton, değerde ise 1.4 milyar doların üstüdür. 2017 yılında miktar bazında en fazla artış görülen ürün gruplarına baktığımızda 2016’ya göre ilk sırada yüzde 68 artışla kayısı ve zerdali çekirdeği, ikinci sırada yüzde 38 artışla cevizler, üçüncü sırada yüzde 35 artışla badem, dördüncü sırada ise yüzde 20 artışla kuru kayısı yer almaktadır” diye konuştu.
Tüm dünyada kuru meyvelere olan ilgi ve talebin giderek arttığını kaydeden Celep, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bu nedenle ülkemizde üretimi mümkün olan kuru ve kabuklu meyvelerin tamamına ait plantasyonların ve üretimlerinin ilgili üretim bölgelerinde artırılması gerekmektedir. Bu meyanda, ürün çeşitliliğinin yeni ürünlerle artırılması, kuru erik, kiraz-vişne, ceviz, badem gibi ülkemizde yetiştirilen ancak üretimi iç ve dış piyasa ihtiyacına cevap vermeyen ürünlerin plantasyonlarının artırılması, bu alanlardaki işletme yatırımlarına destek verilmesi, bu amaçla, 2B ve bozuk orman arazilerinin ilgili bölgelerde üreticilere tahsis edilmesi çok önemlidir. Ürünlerimizin üretim miktarının tek başına artırılması da yeterli değildir. Ürün kalitesini artırmak, kalıntı miktarını düşürerek ürünleri insan sağlığına daha uygun hale getirmek gerekmektedir. Bu nedenle, üreticilerimizin, zirai ilaçları sadece zorunlu hallerde, uygun miktar ve dozda kullanmaları, üretim, hasat, nakliye ve depolamada iyi tarım uygulamalarını hayata geçirmeleri konularında eğitilmeleri ve bilinç düzeylerinin artırılması gerekmektedir. Üreticilerimize, iyi tarım uygulamaları ve organik tarım uygulamaları konularında yoğun eğitim desteği verilmesi, sağlanacak tarımsal desteklerle ürün kalitesinin artırılması da büyük önem taşımaktadır.”
2023 YILI İHRACAT HEDEFİ 3 MİLYAR DOLAR
Sektör, 2023 yılı ihracat hedefini ise 3 milyar dolar olarak belirledi. Bu amaca yönelik olarak geçen yıllarda Japonya, Çin ve Güney Kore gibi hedef pazarlarda çalışmalar yapıldığını hatırlatan Celep, “Karışık kuru meyve ihracatımız açısından kendi ürünlerimizle birlikte işlenerek aynı pakette ihraç edilmek üzere, ülkemizdeki üretimi yetersiz olan veya hiç olmayan tropikal kuru meyveler gibi ürünlerin ‘Dahilde İşleme Rejimi’ kapsamında ithalatına ve ihracına devam edilmelidir. Yeni dönemde, yönetim kurulu başkan yardımcılarımız Mehmet Ali Işık ve Gürcan Şen’in ve oluşturacağımız alt komitelerde yer alacak üyelerimizin de katkı ve destekleri ile çekirdeksiz kuru üzüm, kuru incir ve yaklaşık yüzde 40’ı bölgemizden ihraç edilen kuru kayısıya yönelik bir takım çalışmalara başlama kararı aldık. Bu çalışmaların da ilk dün adımını Manisa’da kuru üzüm ihracatçılarımızla bir araya gelerek attık. Amacımız, ihracatçılarımızla, yerel düzeyde aracı-tüccarla, üreticilerle ve bakanlık, enstitü, üniversite, oda ve borsalarla iletişime geçerek ürün miktar ve kalitesini artırma yönünde işbirliği imkanlarını araştırıp seferber etmek ve sorunlara çözüm odaklı yaklaşımlar sergileyebilmek. Nihai hedefimiz, daha kaliteli ürünler elde edip ülkemize hep birlikte daha fazla döviz kazandırmanın yolunu açmak. Dünkü kuru üzüm toplantımızda ilk adım olarak bağ alanlarında, üretim aşamasında yaşanan sorunları en aza indirebilmek ve hızlı çözüm üretebilmek amacına yönelik olarak ihracatçı firmalar olarak birlikte hareket etme kararı aldık” dedi.
“ÜZÜMÜN ÖNÜ AÇIK”
Gazetecilerin sorularını yanıtlayan Celep, üzüm rekoltesinde yüzde 10’luk bir düşüşün öngörüldüğünü hatırlatarak, “Üzüm rekoltesinde çok büyük düşüş yok. Artık tonaj ağırlıklı değil katma değerli ürün yapma felsefesini yakalamamız lazım. Bakanımız Fakıbaba’nın meşaleyi yakmasıyla ciddi bir oluşum söz konusu oldu. Üzümü 4 liranın altına çekmediğiniz gibi şu aşamada 6 lira seviyesine kadar getirdik. Biz güven ve istikrarı sağlamak istiyoruz. Türk üzümünün nasıl bir marka felsefesiyle devam edeceği konusundaki ruhu oluşturmak istiyoruz. Üzümde en büyük üretici, en büyük ihracatçı ve en kaliteli ürünü üreten ülke olduğumuzu dünyaya duyuruyoruz fakat bunun katma değerli ürün olduğunu duyurmak ana hedefimiz” diye konuştu.
Celep, üzüm üreticilerinin mutlu olması gerektiğini belirterek, “Üzümün önü açık” dedi.
(Ceren Atmaca - Halil Karahan/İHA)