Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, Mekke’de yaptığı konuşmada, “Devletimiz mazlumlara umut olduğu için zalimlerin hedefi oluyor” dedi.
Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, Mekke’de düzenlenen Hac Organizasyonu Bilgilendirme toplantısında basın mensuplarına önemli açıklamalarda bulundu. “Vahyin ve tarihin merkezinde, geçmiş ve geleceğin buluştuğu bir yerde bulunuyoruz” diyen Erbaş, “Hac, İslam’ın en kapsamlı ibadetidir. Zira her bir uygulamasının ifade ettiği mana ile Müslüman hayatının temel ilkelerini bünyesinde toplayan bir ibadettir. Yürekleri Allah ve Resulünün sevgisi ile yanıp tutuşan mü’minler için en büyük özlem, vuslat ve heyecan olan hac, mübarek bir yolculuk, kutlu bir ibadet, büyük bir arınma mevsimi, tövbe ve dua zamanı, rahmet ve mağfiret iklimidir” diye konuştu.
Sayısız hikmetleri ve güzellikleri içinde barındıran hac yolculuğunun, bir müminin hayatına değer katması için anlamak, arınmak ve adanmak olmak üzere üç temel esası olduğunu söyleyen Erbaş, “Hac anlam arayışıyla hakikatin künhüne vakıf olmaktır. Bu manada hac bir eğitimdir. Bir okuldur” dedi.
BİN 729 DİN GÖREVLİSİ İRŞAD FAALİYETLERİNE KATKI SAĞLIYOR
İhram, tavaf, Safa ile Merve arasında sa’y, tıraş olmak, ihram yasakları, vakfe, şeytan taşlamanın sembolik anlamları olduğuna değinen Erbaş, “Bu sembolik anlamlarıyla öne çıkan hac ibadetinde asıl önemli olan her sembolün ifade ettiği büyük manayı idrak etmektir. Zira hac, bu semboller üzerinden bize varoluşu, yaratılış gayesini, kulluk bilincini, insani değerleri, güzel ahlakı öğretmektedir. Bu bilgi ve bilinçle hac yapılırsa dünyaya güzellik katacak, ahirette karşılığı cennet olacaktır. Çünkü Peygamber Efendimiz ‘Mebrur bir haccın karşılığı ancak cennettir’ buyurmaktadır. Bu açıdan Diyanet İşleri Başkanlığı olarak haccı irşad için önemli bir fırsat olarak kabul ediyoruz. Bu vesileyle başkanlığımız üst düzey görevlilerinden ve üniversitelerimizden 57 kişilik özel bir irşat ekibi kurduk. 398 kadın irşat görevlimiz var. Yine 413 kafile başkanı ve bin 729 din görevlisi hocamızla irşad faaliyetlerine katkı sağlıyoruz” şeklinde konuştu.
Bugün insanlığın yaşadığı en büyük krizin anlam krizi olduğunu ifade eden Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, “Yeryüzünün hangi sorununa bakarsak bakalım temelinde son iki asır boyunca insanlığın yaşadığı anlam krizini görmekteyiz. Zira insan yaratılışını yaratanını hayatın anlamını unuttuğu için yaratılış gayesini ve hayatı cennet yapacak ilahi ilkeleri de kaybetmektedir. Hac arınmaktır. Bağışlanmaktır. Müminin kendi hayatı kalbi niyeti hayalleri arzuları, nefsi hataları ve günahları ile yüzleşerek kötülük adına ne varsa aklından, kalbinden ve hayatından çıkarması anlamına gelmektedir” diye konuştu.
“FARKLILIKLARIMIZ ZENGİNLİĞİMİZDİR”
“Burada yeryüzünün her yerinden gelen kardeşlerimizle bir ailenin fertleri gibiyiz” diyen Erbaş, “Dillerin ve renklerin farklılığı Allah’ın ayetlerindendir. Diyoruz ya farklılıklarımız zenginliğimizdir bunun en görünür olduğu yer Kabe’nin etrafıdır. Arafat baktığınız zaman beyazı da siyahı da esmeri de var. Farklı tende olanlar var. Yüzlerce ayı lisanın konuşulmuş olması. Bazen oturuyoruz haremde namazı bekliyoruz. İnsanlar sağımızdan ayrı bir dille solumuzda ayrı bir dille konuşuyor. Fakat kıble aynı hedef aynı. Bu ne muhteşem bir manzaradır” ifadelerini kullandı.
Erbaş, İslam coğrafyasında ırk mezhep, meşrep ve ideoloji üzerinden çıkartılmak istenen tefrika ve kavgayı önlemenin yolunun, hacda yaşanan kardeşliği ve vahdeti gidilen yerlerde hayata geçirmek olduğunu söyledi. Erbaş, "Tavaf esnasında kimse kimseye hangi ırktansın soruyor mu 3 milyon insan birbirine soruyor mu? Orada ne var yakarış var. İhram var. Başka bir şey yok. Orada beyazla siyah yan yana. Kırmızı tenli ile siyah tenli beyaz tenli yan yana" dedi.
“EKONOMİYİ BİR SİLAH GİBİ KULLANARAK MİLLETİMİZİN ÜZERİNE GELİYORLAR”
İnsanlığın bugünlerde ırkçı emperyalizmin tasallutuyla küresel bir kuşatmaya maruz bırakıldığını belirten Erbaş, “İşte açıkça görüyoruz dünyanın kaynaklarını haksızca insafsızca sömürenler, zayıf gördüğü her coğrafyayı işgal edenler, şimdi ekonomiyi bir silah gibi kullanarak milletimizin üzerine geliyorlar. İstiklal ve istikbalimiz adına büyük bir mücadele verdiğimiz bugünler maddi ve manevi açıdan kenetlenme ve fedakarlık zamanıdır. Biliyoruz ki devletimiz mazlumlara umut olduğu için zaman zaman zalimlerin hedefi oluyor.
Buradan ifade etmeliyim ki hepimizin milli paramızı kullanmak, lüks ve israftan kaçınmak ve milli ürünleri tercih etmek başta olmak üzere yapılması gereken sorumlulukları yerine getirmesi gerekmektedir. Elbette tarihten beri nice zorlukları birlik ve beraberlik ruhuyla aşmış aziz milletimiz, sistematik şekilde maruz kaldığı bu çok boyutlu saldırıların da üstesinden gelecek ve Allah’ın yardımıyla bu onurlu mücadelesinden galip çıkacaktır” dedi.
Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Tarih şahittir ki Allah, dinine yardım edenlere yardım edecek. Mazlumların hamilerine tuzak kuranların tuzaklarını da boşa çıkaracaktır. Tarih buna şahittir. Hep böyle olmuştur. Yeter ki bu millet birlik ve beraberlik ve kardeşlik içerisinde yürekleri toplu vursun. Tıpkı Akif’in dediği gibi; ‘Girmeden tefrika bir millete, düşman giremez. Toplu vurdukça yürekler, onu top sindiremez.’ İşte biz hacdan bu mesajı da almak istiyoruz hacla bu mesajı da vermek istiyoruz.”
Haccın zor ve meşakkatli alanlarından biri olan Arafat için hazırlıkların tamamladığına değinen Erbaş, “İnşallah bin 200 otobüs ile Arafat’a çıkacağız. Arafat çadırlarımızı oldukça kaliteli klima ve halılarıyla donanımlı şekilde inşa ediyoruz. Kısa süreli kalıyor olsak da Arafat’a hastane kuruyoruz. Mekke’de bir hastanemiz var Medine ‘de bir hastanemiz var. Her Türlü imkanları hasta olan hacılarımız için seferber ediyoruz. Yürüyemeyecek kadar yaşlı olan hacılarımızın intikallerini tamamen araçla sağlıyoruz” dedi.
(İrfan Altıkardeş - Orhan Akın/İHA)