Suriye’de 7 yıldır devam eden savaşta hapsedilen, işkence ve kötü muamele gören kadınlara dikkat çekmek ve özgürlüklerini talep etmek için oluşturulan ve İstanbul Yenikapı Miting Alanı’ndan yola çıkan Uluslararası Vicdan Konvoyu, Hatay’a ulaştı.
Hatay’ın Antakya ilçesi Fuar Alanında gerçekleşen ve Türkiye’deki kadınların öncülüğünde 55 ülkeden farklı din, dil, ırk ve kültürlerden binlerce kadının katıldığı konvoyda sivil toplum kuruluşu temsilcileri, akademisyen, hukukçu, medya mensubu, gazeteci, yazar, doktor, sanatçı, sporcu, siyasetçi, ev hanımı ve çalışan kadınlar bulunuyor.
Yoğun bir kalabalıkla gerçekleşen Vicdan Konvoyu’nun son durağı olan Hatay’da açıklama yapan Vicdan Konvoyu Koordinatörü Gülden Sönmez, farklı ülkelerden, kültürlerden, mesleklerden bir araya gelen bir derya kadının İstanbul’dan Hatay’a Vicdan Konvoyu ile dayanışma ortaya koymak için yola çıktığını söyledi.
"DÜNYANIN VİCDANINA ULAŞTIK"
Sönmez, yol aldıkça kalabalıklaştıklarını belirterek, "Yol aldıkça başka ülkeler sesimizi duydu. Biz yol aldıkça, seslendikçe Afrika’ya seslendik. Güney Amerika’ya ulaştık, Doğu Türkistan’a ulaştık. Ve şimdi dünyanın vicdanına ulaştık. Herkes sordu sizi yola düşüren nedir diye. Bizleri yollara düşüren, bizleri isyan ettiren Suriyeli kız kardeşimize yapılan zulümdür. Suriye savaşının 7’nci yılındayız. Mart ayında Suriye savaşının 7’nci yılı. Artık yeter diyoruz. Ne çok öldük, ne çok acı çektik. Ne çok çocuk ölümü seyrettik. Bizler dünyanın her yerinde barış olmasını istiyoruz. Dünyanın her yerinde barış olmasını isteyen ve insanlık için en hayırlı olduğuna inanın insanlarız. Görüyoruz ki, savaşların önüne geçmeye biz kadınların gücü yetmiyor. Savaşı çıkaranlar sadece erkeklerdir demek istemiyoruz. Ama kadınlar olarak savaşın karşısında yer almak istiyoruz. Gücümüz yetmiyor. Yine de buradan sesleniyoruz, savaşın artık ne bir hukuku kaldı ne de bir ahlakı kaldı. Suriye savaşında kadınlara tecavüz bir silah olarak kullanılıyor. İnsanlıktan utanıyoruz. Kimyasal silahlarla çırpınarak ölen her çocuk ve hapislerde tutulan mazlum her kadın insanlığın geleceğine dair biraz daha umudumuzu kaybettiriyor. Her geçen gün daha da acımasız işkence yöntemleri keşfediyor insanlık ailesi. Her geçen gün en ucuz toplu katliam silahları yarıştırıyoruz. Korkuyoruz, geleceğimiz ile beraber insanlığımız da kaybedeceğimizin korkuyoruz. Kadınlara zulüm ederek, çocuklara işkence ederek bir zafer kazanmaya çalışanlar, bir zafer kazanmayı düşünenler kan ve gözyaşının üzerine mutsuzluktan başka hiçbir şey inşa edemezler. Ve asla huzur bulamazlar. Vicdan Konvoyu tüm çocuklara yaşasın, dili inancı dini fark etmeksizin tüm kadınlar korunsun diye büyük bir sevgi ve merhamet ile yola çıktı. Aynı zamanda kararlılıkla. Yol boyunca bütün kadınların gözünde gördük, tek bir kardeşimiz zindanlarda kalmayana kadar biz vicdan hareketini sürdürmeye devam edeceğiz. Buradan sesleniyoruz, kadınlar olarak sessiz çığlığımızı duyun ve cevap verin" dedi.
"HEMEN ŞİMDİ TECAVÜZÜ SİLAH OLARAK KULLANMAYI BIRAKIN"
Sönmez, emperyalist devletlere seslenerek tecavüzü silah olarak kullanmalarını bırakmalarını istedi. Sönmez, kadınlara acımasızca yapılan işkencelerin durdurulmasını isteyerek şu ifadeleri kullandı:
"Hemen şimdi tecavüzü silah olarak kullanmayı bırakın. Hemen şimdi kadınlara acımasızca yapılan işkenceleri durdurun. Suriyeli kardeşlerimizi serbest bırakın. Hemen şimdi tüm bırakın evlerine dönsünler. Bırakın ailelerine kavuşsunlar. Hepimiz için insan haklarının korunduğu, insanca hukukun gereğinin yapıldığı, adil bir dünyanın kurulduğu ancak Suriyeli kardeşlerimizden geçtiğine inanıyoruz. Bizler için bir araya gelenler öyle güçlü bir hareket ve dayanışma başlattık ki sesimizi duymayan hükümet, sesimizi duyan saray, lider ve mekanizma kalmadı. Simdi tercihlerini bekliyoruz. Bir tercih yapacaklar. Sizin bu duruşunuz karşısında bir tercih yapacaklar. Rusya, İran, Esed rejimi tercihinizi yapın. Size bir tercih sunuyoruz. Ya masum kadınları hapsedip işkence eden tecavüzcü zalimler zalimler olarak anılacaksınız, ya da onlara yapılan bu kötülüklere son verenler olarak anılacaksınız. Biz kadınlar buradayız."
Konuşmaların ardından yere oturan kadınlar sahneden söylenenlere hep birlikte eşlik etti.
(Adem Karagöz - Satuk Buğra Güney/İHA)