Ölümle yaşam arasındaki ince ipte yürüyen bir cambazdır insan..Başı dik, alnında boncuk boncuk ter, elleri havada,parmak uçları sızlıyor ipin üzerinde. Aklından binlerce ihtimal geçiyor.Alay ediyor dakikalarla.Öte yandan omzunda taşıdığı dertlerinin ağırlığı hiçbirşeyle kıyaslanamaz. Fakat buna rağmen binlerce alkışın arasında karşı tarafa geçip yaşama tutunuyor. Derin bir “oh” çekiyor, ardından yüzünde sıcak bir gülümseme. Sırılsıklam vücudu, parmaklarının sızısı umrunda değil. “ Vay be! “ diyor. “ Bunca derdime rağmen yere çakılmadım,yaşıyorum.”
Dert güzel şey dostlarım.Yüreğinizde hissettiğiniz müthiş bir hengâme..Hem vazgeçemezsiniz hem de inceden yanıp kavrulursunuz.Öyle ki uykularınızı feda eder, dualarınıza ortak edersiniz derdinizi.Gözyaşlarınız yağmur olur, gülümsemeniz yağmur sonrası gökkuşağı.
İnsanın derdi davasıdır.Karanlık değil karanlık içinde gururla taşıdığı zayıf ışıktır.
Pekala, şimdi söyleyin, sizin yaşamaya değer gerçek bir derdiniz var mı? İçiniz durgun su mu yoksa mahşer kalabalığı mı?
Öyleyse yarın sabah uyanın ve aynada gözlerinizin içine bakın.Ne gördünüz kendinizde? Yıkılmışlık, yitiklik, korku, aşk, hata, yalan,özlem, savaş,ölüm..Adı sizde saklı, size özel..Ne gördüyseniz işte o derdiniz.Onun için uyandırıldınız bu sabah ve daha önceki sabahlar.İyi bir cambazsanız hayat yaşamaya değer.İçinizdeki savaş için mücadele veriyorsunuz ve derdiniz için ayakta duruyorsunuz.Dertlerinizle güçlüsünüz, onlarla varsınız siz.
Ne mutlu derdi olana,ne mutlu derdini zaferi gibi taşıyanlara..
Ne mutlu derdi için böyle güzel cümleleri bir araya getirip hayallerini gerçekleştirene.Tebrik ederim dostum,daim olsun başarılarla...
Teşekkür ederim canım arkadaşım..