Orta Doğu’da ; aynı çağın, aynı zaman diliminin, aynı coğrafyanın iki Esma’sı…
Biri Esma Bilteci;
17 Yaşında, Mısır’lı. ‘O artık yaşamıyor’ …
Diğeri Esma Esed;
38 Yaşında, Suriye’de. O ise ‘hayatını yaşıyor’…
‘Esma’nın bir anlamı da ‘herkesçe tanınmış veya işitilmiş olma durumu’. Ün, nam, şöhret demek.
Birisi Şehadetiyle,
Diğeri ise zulmü ile nam saldı dünyaya…
Mısır’lı Esma;
İnanç özgürlüğü için çıktığı ‘Rabia-tül Adeviye Meydanında, darbecilerin keskin nişancıları tarafından, göğsünden vurularak şehit edilmeden önce ‘ Kuran-ı Kerim’ okuyordu…
İçinde yaşadığımız asrın Firavunlarına karşı dimdik ayakta dururken, şu mısraları paylaşmıştı dünyada olup biteni izleyen insanlarla;
*‘Onlar bizi Vetir’de namaz kılarken buldular,
Kimimizi rükuda, kimimizi secdede vurdular.
Onlar hem güçsüzdü, hem az sayıca,
Allah’ın kullarını çağır da gelsinler yardıma!
Köpüklü deniz dalgalarını andıran ordularla…’
Nil’in Kraliçesi Asiye’nin, firavunun ağır işkencelerine rağmen, canını Azrail’e gülerek teslim etmesi gibi;
İnandığı davası uğruna ölümden korkmuyordu ki Nil’in Esma’sı, gülümseyerek veda ediyordu baharını yaşadığı dünyaya…
Henüz doymadığı hayatla vedalaşmadan önceki görüntüleri yayınlandı az evvel,
Bu yaşta, müthiş bir iman gücü ile ‘Allah ‘ diyordu kuruyan dudakları…
Bir yanda da ‘anne iyiyim merak etme’ diyerek annesini sakinleştirmeye çalışıyordu.
Ve Ebedi Aleme açmak üzere yumdu güzel gözlerini yalan dünyaya..
Ay gibi parlıyordu yüzü…
O susmadı, susturuldu..
Her haliyle bizlere çok şey öğretti, fark ettirdi.
Firavunların hala varolduğunu,
Ama asri firavunlara karşı, Asiye’ler ve Rabia’larında olduğunu gösterdi…
Aynı günlerde ,
Yine Orta Doğu’da;
Bir başka Esma’nın görüntüleri takıldı gözlerimize,
Ülkede lider olan eşi küçük bebekleri, kadınları, masumları kimyasal silahlarla yok ederken,
Yüz binin üzerinde ‘insan’ ölmüş, yedi milyon ‘insan’ yaşadığı topraklardan göçe zorlanmışken,
O da ‘gülümsüyordu’ !
Üzerinde ‘benim tatlı ülkem’ yazan bir t-shirtle *badminton oynarken poz veriyordu objektiflere…
Suriye’li masumlar kan ağlarken,
Her geçen gün , tüm dünyada ki ‘vicdan sahibi’ insanların içini sızlatan görüntülere yenileri eklenirken,
Şam’ın Kraliçesi Esma’nın yüzünde hala taze gülücükler beliriyordu…
Ülkesinde insanlığın ibretle izlediği olaylar yaşanırken, ihtişamlı saray hayatından vazgeçmeyerek ,
‘O’ da ayrı bir gerçeği gösteriyordu bizlere;
Bir zamanların, halkı açken ‘ ekmek yoksa pasta yesinler’ dediği rivayet edilen ‘kalpsiz kraliçe Antoinette’lerin de hala yaşadığını…
Bir ‘anne’ olarak bunca öldürülen bebeğin ardından söylenebilecek çok şey varken,
O susmayı,
Yapabileceği çok şey varken gülümsemeyi tercih ediyordu…
İki Esma
İki Hayat
İki Kadın…
Ancak seçtikleri yol ve yaşam tarzları birbirinden çok farklı iki kadın.
İnancın, hayata ve dünyaya bakış açısının, bu iki Esma’da ki ‘tecellisine’ baktığımda;
Nil’in Esma’sında ki güzelliği, samimiyeti, duyarlılığı, gözlerinde ki ışığı hayranlıkla izlerken,
Kraliçe Esma’nın ihtirası, lükse düşkünlüğü ve umursamazlığı beni dehşete düşürdü…
Sayamayacağım kadar çok olmasına rağmen, iki Esma arasında öne çıkan 4 farkı farkettim!
Nil’in Esma’sın da olan, diğerinde olmayan en önemli 4 fark;
İM4N GÜCÜ-CES4RET-M4SUMİYET –SEVGİ
Ve şöyle dua ettim;
Rabbim bizlere de, Mısır’ın göğsü iman dolu, masum ve mazlum Esma’sının vasıfları ile donanmayı, süslenmeyi nasip etsin İnşaallah..
CİHANNUR ÇALAPKULU
İKİ ESMA ARASINDA Kİ FARKI FARKETMEK
- 10 Şubat 2018, 11:43
YORUM EKLE
Yorumunuz Onaylanmak Üzere Gönderildi