Başbakan Yardımcısı Hakan Çavuşoğlu, Türk tipi kalkınma modeline ilişkin "Gittiği ülkenin hem beşeri hem tabii kaynaklarını kendi adlarına kullanılmasını sağlayacak bir altyapının teşekkülünü sağlamak, iki ülke arasındaki iş birliğini sürekli hale getirmek, insanı merkeze almak, adil bir ortaklığa dayanmak ve samimiyettir" dedi.
Başbakan Yardımcısı Hakan Çavuşoğlu, Ankara Düşünce ve Araştırma Merkezi 2. Dönem açılış dersine katıldı. Çavuşoğlu, Türk tipi kalkınma yardımı modeli ile Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığının (TİKA) çalışmaları hakkında bilgi verdiği konuşmasında, “Türkiye’nin 81 milyona yaklaşan nüfusuyla 30,5 yaş ortalamasına sahip genç ve dinamik bir ülke. Dolayısıyla bugün yaş ortalaması 50 olan, her gün doğum oranı azalan gelişmiş ülkelere nazaran güçlü bir gelecek inşasında çok büyük bir avantaja sahip” diye konuştu.
Batılı ülkelerin “Kalkınma modeli” adı altında sömürge düzenlerini devam ettirdiğini aktaran Çavuşoğlu, Afrika’daki ülkelerin 34’ünün az gelişmiş ülke olduğunu, her türlü kaynağa sahip olmalarına karşın insanların günlük geçim kaynağının 2 doların altında bulunduğunu söyledi.
Çavuşoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Yıllardan beri devam ettirilen kalkınma yardımlarının somut göstergesi işte budur. Yardım ve kalkınmaya dönük bir amaç olmadığını bize göstermesi bakımından bir örnek. Bugün Birleşmiş Milletler’deki 193 ülkenin 47’si az gelişmiş ülke olarak isimlendiriliyor. Bu ülkelerin de günlük geçimi 2 doların altında. Burada ortaya çıkan görüntü maalesef bize yıllardan buyana kalkınma yardımı olarak ifade edilen amacın karşılıklı olarak iş birliği çerçevesinde ülkelerin kalkınmasını, yaşam standardının daha iyi olmasını sağlamaya yönelik değildir. Açık ve net bir şekilde pazar arayışına yönelik olduğunu görüyoruz.”
Çavuşoğlu, Türkiye’nin milli gelirine oranla 3 sene üst üste dünyadaki en cömert ülke olduğunu söyledi. TİKA’nın kalkınma yürüyüşünün Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ortaya koyduğu vizyonla başka bir boyuta taşındığını aktaran Çavuşoğlu, “Türkiye bugün 150 ülkede projede yapıyor. 58 ülkede 60 koordinasyon merkezimiz var. TİKA ya da Türk tipi kalkınma yardımı modelinin çıkış noktası, gittiği ülkenin hem beşeri hem tabii kaynaklarını kendi adlarına kullanılmasını sağlayacak bir altyapının teşekkülünü sağlamak, iki ülke arasındaki iş birliğini sürekli hale getirmek, insanı merkeze almak, adil bir ortaklığa dayanmak ve samimiyettir. Bu noktalardan kalkınma yardımı gerçekleştirmeye başladığımızda gittiğiniz ülkede başka bir şey oluyor. Her şeyden önce diğerinden ayrışıyorsunuz. Ya diğeri hiç yok orada çünkü oradan bir beklentisi, pazarı yok. Gitmişse de oranın kaynaklarını sömürmek amacıyla gidiyor. Esas farkımız burada ortaya çıkıyor” diye konuştu.
(Caner Ünver - Mustafa Apaydın/İHA)