Başbakan Yardımcısı Hükumet Sözcüsü Bekir Bozdağ, CHP Cumhurbaşkanı Adayı Muharrem İnce’yi yalancılıkla suçlayıp, 28 Şubat’ı vaat ettiğini söyledi.
Seçim çalışmalarını seçim bölgesi olan Yozgat’ta sürdüren Başbakan Yardımcısı Hükumet Sözcüsü Bekir Bozdağ, Sorgun ilçesinde basın mensupları ile bir araya gelerek gündemi değerlendirdi. Açıklamalarında Muharrem İnce’yi hedef alan Bozdağ, İnce’nin 28 Şubat’ı vaat ettiğini hatırlatıp 1+8+4 eğitim modelini değerlendirdi. Bozdağ açıklamalarında, “Burada çok net bir şekilde sayın İnce’nin seçim beyannamesi kendisini yalanlıyor. Ben yalanlamıyorum sadece. İncenin seçim beyannamesi diyor ki ‘Beni açıklayan Cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce benim dışımda şeyler söylüyor ‘ ve onu net bir şekilde tekzip ediyor. 1+8+4’ün anlamı çok nettir. Okul öncesi eğitim 1 yıl, ilköğretim 8 yıl kesintisiz olacak ve lise 4 yıl olacak. 8 yıl ve kesintisiz olmasının anlamı imamhatip liseleri başta olmak üzere meslek liselerinin orta kısımlarının kapatılması demektir. Buna benim izahat getirmeme de gerek yok. Kendi açıklamasında söylüyor, ‘mesleki eğitimi 9 yıllık kesintisiz eğitimin dışına çıkartacağız’ diyor. ‘Meslek eğitimini kesintisiz eğitimin sonrasında başlatacağız’ diyor. Bunun anlamı imamhatiplerin orta kısmının kapatılması demektir. Tüm meslek liselerinin orta kısımlarını kapatacağız demektir. Kesintisiz eğitim 9 yıla çıktığı zaman; 1+8 olmak sureti ile orta öğretim kurumlarına bağlı tüm meslek liseleri kapatılacak. Kuran kurslarının da kapatılacağı anlamına geliyor. 1+8 yıllık kesintisiz eğitimi tamamlamayan birisinin Kuran kursuna gitmesi mümkün olmayacaktır. Hafızlık eğitimine başlaması mümkün olmayacaktır. Bu hiçbir velinin 16 yaşını doldurmayan çocuğunu Kuran kurslarına yazdıramayacağı anlamına gelir. Bu 28 Şubat’ı canlandıracağım demektir. ‘28 Şubatçıların yaptığı doğrudur, AK Parti geldi bu doğruları yıktı, yeniden 28 Şubat’ı hortlatacağım’ demektir. Sayın İnce 28 Şubat’ı hakikatken yeniden vaad ediyor. Çok açık. Ben ortalığı bulandırmıyorum. Doğruyu ben söylüyorum. Yalanı sayın İnce söylüyor. Türkiye Cumhurbaşkanlığına aday olan birinin, milletin gözünün içine baka baka, herkesin anlayacağı şekilde imamhatiplerin ve meslek liselerinin orta kısımlarını kapatılacağını belirten bir ifadede ‘böyle bir şey yok’ demesini anlamakta zorlanıyorum. Herkesin bu metinden ne anladığı çok ortadadır. Sayın İnce okusun yaptığı metni ne anlıyor. Seçim beyannamesinin tamamen tersini ortaya koymaktadır. O nedenle milletin gözünün içerisine bakarak kendi seçim beyannamesini açık bir şekilde tekzip eden açıklamalar yapıyor. Bu beyanname ile meslek liselerinin orta kısımları kapatılacaktır, hafızlık imkansız hale gelecektir. Kuran kurslarında eğitim 16 yaşını doldurmadan imkansız hale gelecektir. Böylelikle Türkiye’de dinini öğrenmek isteyen insanların önüne 28 Şubatçıların koyduğu engel CHP zihniyeti tarafından yeniden konulacaktır. Milleti aldatıyorlar. Saadet partisinde bunların peşinden koşan bazıları var. Onların da bunu çok net görmeleri lazım. 28 Şubat geldi ne yaptılar, bunlar ne yapacak. “dedi.
Mazot zaten 2.35 lira.
Bozdağ, İnce’yi doğru sözlü olmaya davet edip çiftçiye mazotu zaten 2.35 TL’ye verdiklerini belirterek, “Sayın İnceyi millete karşı doğru sözlü olmaya, doğruları söylemeye davet ediyorum. Sayın Cumhurbaşkanımızın yargılanması konusunu önce ‘büyük elçiler ile konuşmadım’ sonra aynı cümle içerisinde ‘onlar sordu’ dedi, daha sonra tekzip etti ve yalan çıktı. Usulüne göre evrak gönderilmedi dedi yalan çıktı. İmamhatip liselerinin orta kısmını kapatmayacağız diyor oda yalan çıktı. ‘yalancının mumu yatsıya kadar yanar’ diye bir söz vardır ama yatsıya kadarda ömrü uzamadı yalanı hemen ortaya çıktı. Mazotu biz 3 TL’ye vereceğiz diyor. Adamın mazotun kaç liradan satıldığından haberi yok. Biz zaten 2.35 TL’ye çiftçimize bunu veriyoruz. Dersine iyi çalışmayan milleti aldatan bir yaklaşım içerisindedir. Ben ortalığı bulandırmıyorum, gerçeği söylüyorum. Sayın İnce’nin ve milletin önüne gerçeği koyuyorum. “dedi.
“YANIMA MEMUR OLARAK ALMAZDIM”
Bozdağ’a burada İncenin “Haddini bilsin ben onun memuru değilim” sözleri hatırlatıldı. Bozdağ bunun üzerine, “Ben zaten İnceyi yanıma memur olarak almazdım. Benim memurum değildir doğru. Ama doğruları söylemiyor. Amerika’dan arayan birisine hemen inanıyor. Ondan bir belge istemiyor ama Türkiye Cumhuriyeti Adalet Bakanı bir açıklama yapıyor. Biz her işi usulüne uygun yaptık diyor. Türkiye Cumhuriyeti Adalet Bakanlığı’ndan bilgi ve belge istiyor. Siz bir Türk vatandaşı olarak sormazmısınız. Amerika’dan arayan, açıklamadığınız, Amerikalı ise Amerikalı değilse başka birisine kayıtsız şartsız hemen inanıyorsunuz da Türkiye Cumhuriyeti devletine neden inanmıyorsunuz. Amerika’dan belge istediniz mi bilgi istediniz mi? Amerika’nın yada FETÖ’nün ağzı ile konuşmak size ne kazandırıyor. Usulüne uygun istenmiştir ve her şey tas tamamdır. Eksik olan yanlış olan hiçbir şey yoktur. Ancak ABD, Fetullah Gülen terörist başını Türkiye’ye iade etmemek için ipe un sermektedir. Zamana oynamaktadır. Himaye etmektedir. Pensilvanya’da terörist başı terör örgütünü yönetmeye devam etmektedir. Sayın İnce’nin ABD’ye bunları sorması lazımdır. ABD’yi suçlamıyor Türkiye’yi suçluyor. Bu anlaşılır gibi bir şey değildir. Biz haddimizi de biliriz, hududumuzu da biliriz, hukukumuzu da biliriz. Ne söylediğimizi de biliriz. Kendimizi ABD ve başka güçlere de kullandırmayız. Ancak sayın İnce bir telefon ile kendini çok rahat kullandırtabileceğini ispat etmiştir. Esas kendisinin haddini bilmesi lazım. İnce ince yalan söylüyor ben ne yapayım. “ şeklinde konuştu.
CHP’nin seçim kanunundaki değişikliklerle ilgili Anayasa Mahkemesi’ne yaptığı başvuruyu da değerlendiren Bozdağ, konuyla ilgili olarak şunları söyleri. “Mahkemenin gündeminde olan bir konu. Mahkeme bunu değerlendirecektir ama seçim kakarı aynı bir şeydir CHP’nin Anayasa mahkemesine götürdüğü konu ayrı bir şeydir. Seçim kararını parlamento alır. Parlamento seçim kararını aldığı için kesin bir karardır ve Anayasa Mahkemesinin denetiminde değildir. Anayasa mahkemesinden bu konuda bir karar çıkmasına ben ihtimal vermiyorum. Diğer husus seçim kanununda yapılan değişikliklerle ilgilidir. Anayasa Mahkemesinin denetimine tabidir. Mahkeme ne karar verecek hep birlikte göreceğiz. “
(Bahadır Muhlis Gökgül/İHA)