Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yeni dönem daha fazla demokrasi dönemi, daha güçlü hukuk devleti dönemi olacaktır. Yeni dönem; daha fazla refah, daha fazla zenginlik, daha geniş özgürlük dönemi olacaktır” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti Grup Toplantısı’nda konuştu. Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) Olağanüstü Hal (OHAL) ile ilgili açıklamalarını değerlendiren Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na seslenerek, “Bay Kemal, bir defa sen memurdun. O zaman OHAL kararları nasıl alınır, nasıl devam eder, etmez onları bilmezsin. Bu ülkede OHAL ile idare edildiği dönemler bizim OHAL kararlarını uyguladığımız gibi cereyan etmiş dönemler değildi. O zamanlar fabrikalar sürekli greve giderdi, çalışamaz hale gelirdi. Acaba şu anda bu 7. OHAL dahil bir tane fabrikada böyle bir grev söz konusu mu? Şu süreç içerisinde Türkiye’de sanayi durmamıştır. Hiçbir zaman da bunları durdurmaları söz konusu değildir. Huzurun olduğu bir ortam var. Böyle bir ortamda OHAL’in olmamasını talep ediyorlar. Çünkü tezgah bozulacak onun için. Size bu tezgahı bozdurmayız” diye konuştu.
“BAY KEMAL; BİZ O CUDİ’DEN, TENDÜREK’TEN, GABAR’DAN, HATTA KANDİL’DEN ÇIKMAYACAĞIZ”
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun "Afrin’e girilmesini doğru bulmuyorum" açıklamasını hatırlatan Erdoğan, “Akıl veriyor, Afrin’e girmeyin. Niye Afrin’e girmeyelim. Çünkü terör örgütleri oralarda cirit atıyor. Cirit atmaya devam etmesini istiyor. Bunlara kalsa Cudi’de, Tendürek’te, Gabar’da ne işiniz var. Bay Kemal; biz o Cudi’den, Tendürek’ten, Gabar’dan, hatta Kandil’den çıkmayacağız, bunu bilesin. Milletimizin huzuru neyi gerektiriyorsa bunu yapmaya devam edeceğiz. Suriye’nin kuzeyinde de neyi gerektiriyorsa onu yapacağız” ifadelerini kullandı.
“ZEYTİN DALI HAREKATI KAPSAMINDA 4 BİN 272 TERÖRİST ETKİSİZ HALE GETİRİLDİ”
Afrin’de etkisiz hale getirilen terörist sayısının 4 bin 272, Kuzey Irak’ta 353, yurt içinde ise 258 olduğunu kaydeden Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Durmak yok yola devam. Kendileri gidişimizden rahatsız oldu, daha sonra kendisi de gidip karakol ziyareti yaptı. Bu iyi bir gelişme. Bu yolda Mehmedimiz ile hep beraberiz, ÖSO ile de beraberiz. ÖSO’daki kardeşlerimizin Mehmetçik ile verdiği mücadeleyi bir kenara koyamayız. Mehmetçiğimiz ile beraber Suriye’nin kuzeyinde ölümün üzerine gittiler, bayrağımızı, kendi bayrakları ile beraber oradaki kurumlara diktiler. Bay Kemal de ‘Bunlar teröristtir’ dedi. Benim Mehmedim ile beraber hayatlarını hiçe sayan, şahadet şerbetini içenlerin, sayısı 200’ü aşan bu insanlara teröristtir diyecek kadar alçalan kişiler bunlar. Zeytin Dalı bir destandır. Fırat Kalkanı bir destandır. Bunların hepsi kayıtlara girecek.”
“SİZİN KARAKTERİNİZDE YALAN VAR”
Yüksek Seçim Kurulu’nun (YSK) seçim takvimini oluşturduğunu ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın tuttuğu kayıtlara göre YSK tarafından gereken şartları taşıdığı belirlenen 10 siyasi partinin seçimlere katılacağını söyleyen Erdoğan, CHP’den 15 milletvekilinin İYİ Parti’ye geçmesiyle ilgili şu eleştiriyi yaptı:
“Eski Türkiye siyasetinin hastalığı olarak bildiğimiz garip bir durumla da karşılaştık. Az önce ifade ettiğim ana muhalefet partisinden istifa eden 15 milletvekili bir başka partiye geçerek bu partinin Meclis’te grup kurabilmesini sağladılar. Ortadaki tablo ve açıklamalar 15 milletvekilinin kendi siyasi tercihleri ve iradeleri dışında parti talimatı olarak bu işi yaptıklarını gösteriyor. YSK’nın 264 numaralı kararını incelediğimizde taşıma milletvekilleri ile grup kurdurulan partinin teşkilatlandırma ve kongre barajını aşarak zaten seçime katılma hakkı elde ettiğini görüyoruz. Demek ki buradaki amaç söz konusu partiyi seçime sokmak değil. YSK kararı gösteriyor ki, bu parti zaten seçime girme yeterliliğine sahiptir. Bu tuhaf ve açıkçası millet iradesinin hiçe sayılması manasına gelen operasyonun gayesini önümüzdeki günlerde göreceğiz. Siyasette ittifakları hukuken meşru kılan biziz. Bunun adımlarını biz attık. MHP ile ittifakımızı da aylar öncesinden ilan ederek milletimizin gözü önünde ve hiçbir kirli pazarlığa girmeden gerçekleştirdik. Çıkmış, Siirt’ten benim aday olduğum dönemi anlatıyor. Daha bilmiyorsun, önce bir ehline sor. Bu anlattıklarının hepsi yalan. Zaten sizin karakterinizde yalan var. Kalkıp Siirt’te 3 tane milletvekilini istifa ettirmek suretiyle benim aday olduğumu anlatıyorsun. Onu da doğru öğrenememişsin. Böyle bir şey yok. Kaldı ki bunun şekli bununla yakından uzaktan alakalı değil. Bir şey uyduracaklar ya. Biz buralara öyle gökten zembille inmedik. Biz buralara çalışarak geldik. AK Parti-MHP ittifakı şeffaf bir şekilde yapılmıştır. Karşımızdakiler ise karanlıkta birbirlerine göz kırparak iş tutuyorlar. Önü arkası belli olmayan pazarlıklarla, rengi, kimliği, kişiliği, haysiyeti, hiçbir şeyi belli olmayan, tek gayesi Recep Tayyip Erdoğan düşmanlığı olan bir ittifak kurulmaya çalışılıyor. Türkiye, geçmişte defalarca bu tarz siyaset mühendislikleriyle hep karşılaşmıştır. Ama her defasında milletimiz kirli pazarlıklara değil; kendi iradesine saygılı olanlara, kendisine hizmet etmeye talip olanlara itibar etmiştir. Ana muhalefetin etrafında kümelenen bu tezgah bizim meselemiz değildir. Bizim bu konuyu garipsemek dışında başka bir tepki göstermemize gerek yoktur. En büyük hakem olan milletimiz tüm bunları takip ediyor. Geçmişteki Güneş Motel olayının içerisinde olanları nasıl milletim cezalandırdıysa bunlara da vereceği ceza odur. Milletimiz sandık başına gittiğinde de kararını bunların sonucuna göre verecektir. Biz bugüne kadar hep olduğu gibi bundan sonra da sözümüzü sadece tek muhatabımız olarak gördüğümüz milletimize söyleyeceğiz.”
“İLK MİTİNGİMİZİ İZMİR’DE YAPARAK BİSMİLLAH DİYECEĞİZ”
YSK’nın seçim takvimine uygun şekilde kendi seçim takvimlerini de belirlediklerini ve aday adaylığı başvurularından temayül yoklamalarına, seçim bildirgesinden kampanya planlamasına kadar tüm hazırlıkları süratle devam ettirdiklerini ifade eden Erdoğan, “Geçtiğimiz 5 ayda 49 il kongremize bizzat kendim, 29 il kongremize Başbakanımız katılmak suretiyle tevafuken bir seçim maratonunu biz zaten başlattık, arazideyiz. Şimdi de seçime kadar geçecek süreyi en verimli şekilde kullanmaya başlayacağız. Büyük şehirlerden sadece İstanbul ve İzmir kaldı. Biz partiyiz parti. Biz öyle masa başı kurulmuş parti değiliz. Cumartesi günü önce İstanbul’da bir miting havasında geçeceğine inandığım kadın kollarımızın il kongresini gerçekleştireceğiz. Ardından da İzmir’de il kongremiz var. Seçim iklimine girdiğimize göre il kongremiz vesilesiyle ilk mitingimizi İzmir’de yaparak bismillah diyeceğiz. Pazar günü de İstanbul’da gençlik kollarımızın il kongresini bir miting havasında değerlendireceğiz. Hemen ardından Özbekistan ve Güney Kore’ye çok önceden planlanmış bir seyahatimiz olacak. Bu arada seçim kampanyası ile ilgili planlamalarımızda şekillenecek, ona göre çalışmalarımızı süratle devam ettireceğiz. Mayıs ayı içerisinde Avrupa’daki ilk kapalı spor salonu toplantımızı da Avrupa ülkesinde gerçekleştireceğiz. Bütün hazırlıklar tamam, şimdiden hangi ülke olduğunu açıklamak istemiyorum” açıklamasını yaptı.
“ÖNÜMÜZDEKİ DÖNEMDE DÜNYA BEŞTEN BÜYÜKTÜR TEZİMİZİ HAYATA GEÇİRME KONUSUNDA ÇOK DAHA İLERİ ADIMLAR ATMAKTA KARARLIYIZ”
Yeni dönem taahhütlerini de açıklayan Erdoğan, konuya ilişkin olarak şunları söyledi:
“Erken seçimin ardından gireceğimiz yeni dönemi, ülkemizde istikrar ve güvenin teminatı olarak görüyoruz. Zaten 16 Nisan halk oylamasında anayasa değişikliği ile yeni bir yönetim sistemine geçme arzumuzun temelindeki sebepler bunlardır. Milletimiz mevcut sistemin sürekli kriz, tartışma, darbe, cunta, vesayet üreten yapısından adeta yaka silker hale gelmiştir. Eski sistemin son aylarını yaşıyor olmamıza rağmen hala bu hastalıkların devam ettiğini görüyor bulunmamız, milletimizin cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin doğruluğunu bir kez daha takdir etmesini sağlayacaktır. 2 ay sonra büyük ve güçlü Türkiye’nin inşasına giden yolun önünü tamamen açıyoruz. Bizim yeni dönemde milletimize taahhütlerimiz şunlar olacaktır; yeni dönem daha fazla demokrasi dönemi, daha güçlü hukuk devleti dönemi olacaktır. Yeni dönem; daha fazla refah, daha fazla zenginlik, daha geniş özgürlük dönemi olacaktır. Yeni dönem; kalıcı huzurun, kalıcı güven ortamının, daha büyük atılımların dönemi olacaktır. Yeni dönem; yürütmenin daha etkin, yasamanın daha itibarlı, yargının daha bağımsız hale geldiği bir dönem olacaktır. Her ne kadar nüfus artış hızımız arzu ettiğimiz düzeyde olmasa da hala dünyanın en genç ve en nitelikli nüfusuna sahip ülkelerinden biri olarak 24 Haziran’ın gençlerimizin seçimi olacağına inanıyorum. Yeni sistemle gençlerimize ve çocuklarımıza 2053, 2071 vizyonlarını vesayetten, darbelerden, krizlerden, eski dönemin tüm engellemelerinden uzak bir şekilde hayata geçirebilecekleri bir zemin oluşturuyoruz. Dış politikada, Türkiye merkezli ve dünyaya açık siyaset anlayışımızı daha da güçlü bir şekilde hayata geçirmeye devam edeceğiz. Tüm devletlerle ve uluslararası kuruluşlarla ilişkimizi bu anlayışa göre yürütmeyi sürdüreceğiz. Dünyayı 360 derecelik bir bakış açısıyla tarayacak, hiçbir coğrafya da, hiçbir siyasi ve ekonomik oluşumdan uzak kalmamaya özen göstereceğiz. Güvenlik politikalarımızı, ülkemiz ve milletimiz merkezli olarak ama hak, özgürlük, adalet, insani değerlerin korunması esaslarına uygun şekilde sahada hayata geçirmeye devam edeceğiz. Özellikle, insani dayanışma, iş birliği, dostları çoğaltma konusunda hem uluslararası platformlarda daha çok mücadele edecek hem de sahadaki faaliyetlerimizi arttıracağız. Suriye’de, Zeytin Dalı ve Fırat Kalkanı harekatlarımızın tecrübeleri ışığında Tel Rıfat ve Menbiç’te diplomatik öncelikli olarak diğer bölgelerde de güvenlik gereklerimizin icabına göre çalışmalarımızı kararlılıkla sürdüreceğiz. Kıbrıs’tan Ege’ye, Karadeniz’den Trakya’ya kadar her yerde ülkemizin ve milletimizin çıraklarına uygun politikaları hayata geçireceğiz. Balkanlar’dan Kafkasya’ya, Orta Asya’dan Afrika’ya kadar coğrafyamızdaki kardeşlerimizle sıkı ilişkilerimizi daha da ileriye taşıyacağız. Dünyanın her yerindeki mazlumlara, mağdurlara sahip çıkan vicdanlı dış politika anlayışımızdan asla vazgeçmeyeceğiz. Kudüs, Suriye, Somali, Myanmar gibi kriz bölgelerinde küresel ölçekte inisiyatif geliştiren bir ülke olarak sorumluluklarımızın büyüklüğünün farkındayız. Önümüzdeki dönemde dünya beşten büyüktür tezimizi hayata geçirme konusunda çok daha ileri adımlar atmakta kararlıyız.”
“MİLLİ VE YERLİ PARA İLE BİRLİKTE BU KUR OYUNUNU DA BOZACAĞIZ”
Kur üzerinde oynanan oyunların milli ve yerli para adımıyla bozulacağını söyleyen Erdoğan, “Ekonomide geçtiğimiz yıl elde ettiğimiz yüzde 7,4’lük büyüme oranı, ülkemizle ilgili olumsuz değerlendirme yapanlara verdiğimiz en güzel cevaptı. İnşallah bu yılda da ilk çeyrekte bu oranı yakalarsak şimdiden söylüyorum hiç şaşmayın. Kur üzerinde oynanan oyunların kayda değer bir ekonomik gerekçesinin ve derinliğinin olmadığı her geçen gün daha iyi anlaşılıyor. Şimdi bizim attığımız milli ve yerli para. Milli ve yerli para ile birlikte bu kur oyununu da bozacağız. Hatta bir diğer adım, altını belirleyici hale getirmenin de adımlarını atacağız. Bütçe disiplinimizden ve reform gündemimizden taviz vermeden faiz ve enflasyon başta olmak üzere ekonomimizi tehdit eden tüm sorunların üstesinden yeni dönemde daha kolay geleceğimizi düşünüyorum. Erken seçim kararına piyasaların ve iş dünyasının verdiği olumlu tepki, bu sürecin ekonomi de risklerin değil, fırsatların tetikleyicisi olacağına işaret etmektedir. Dünyada ki 10 büyük projenin 6’sini hayata geçiren bir ülke olarak yatırımlar bizim vazgeçilmezimizdir. Bu yıl sonunda 3. havalimanını açıyoruz. Bu yıl sonuna kadar Kanal İstanbul’un ihalesini de gerçekleştireceğiz. Boğazdan 3 katlı tünelin geçişinin adımlarını da atacağız. 18 Mart Çanakkale’deki muhteşem köprünün karşılıklı ayaklarının temellerini attık. Bunların hepsi yap işlet devret mantığına dayalı adımlar. Şu anda Türkiye’nin 81 vilayetindeki 81 milyon vatandaşımızın her birinin günlük hayatına olumlu yansımaları olacak ekonomi politikaları ve yatırımlarla hedeflerimize doğru yürümeyi sürdüreceğiz. Seçim dökümanlarımız hazırlandığında tüm bunları ayrıntılı bir şekilde milletimizle paylaşacağız. Çevre ve Şehircilik Bakanımız da açıklamasını yaptı. Ülkemizin değişik yerlerindeki imar noktasındaki çirkin yapılanmalarla ilgili adımlar süratle atılacak ve bu konuda vatandaşlarımız benim yapımın geleceği ne olacak endişelerini taşımaktan kurtulmuş olacaklar. Milletimiz bizden kuru laf, neticesiz polemik, desteksiz atış değil; ekmeğini, aşını nasıl büyüteceğini, kendisini ve evlatlarına nasıl bir gelecek bırakacağımızın planlarını duymak istiyor. Elbette meydanı haramilere bırakmayacak, kem söz sahiplerine hadlerini bildirmekten geri kalmayacağız. Milletimizin karşısına, asıl 81 milyon vatandaşımızın her birinin geleceğine dair umutlarını besleyerek çıkacağız. Bizim en güçlü olduğumuz alanda budur. Önümüzde böyle bir zemin dururken ve bu yolda kendimize yol arkadaşları da bulmuşken Ana Muhalefeti ve onun kağıttan kayığına binmeye çalışanları kendi hallerine bırakmak en doğrusudur. Yeni dönemde yürütme yetkileri Cumhurbaşkanına geçiyor ama TBMM yasama konusunda tek yetkili olarak eskisinden de güçlü ve itibarlı bir şekilde çalışmalarına devam ediyor” diyerek konuşmasını sonlandırdı.
(İHA)