Beslenme ve Diyetetik Bölümü Öğretim Görevlisi Funda Esin Fakılı, Kurban Bayramı’nda tüketilen et miktarı kadar, etlerin saklanma, hazırlanma ve pişirme yöntemlerinin de aynı öneme sahip olduğunu söyledi.
Kurban Bayramı’nı diğer günlerden beslenme şekli olarak ayıran en temel özelliğin, kırmızı et tüketimi miktarı ve sıklığının artması olduğunu belirten SANKO Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü Öğretim Görevlisi Funda Esin Fakılı, “Bayramlar, tüm aile bireylerini bir araya getiren, sevgi ve mutluluğun göstergesi olarak simgelenen geniş sofraların kurulduğu günlerdir. Bugünlerde tüketilen et miktarı kadar etlerin saklanma, hazırlanma ve pişirme yöntemleri de aynı öneme sahiptir” dedi.
Doymuş yağ oranı yüksek olan hayvansal gıdaların kalp ve damar hastalıklarına davetiye çıkardığını anımsatan Fakılı, Kurban Bayramı’nda et tüketilirken görünen yağ kısımlarının mutlaka temizlenmesi gerektiğine vurgu yaptı.
“ETİ 24 SAAT BEKLETMEDEN TÜKETMEYİN”
Kurban Bayramı’nda en sık yapılan hatanın bayram günü kesilen hayvanın etinin bekletilmeksizin birkaç saat içinde pişirilerek tüketilmesi olduğunu kaydeden Fakılı, “Yeni kesilen hayvanın etindeki sertlik hem pişirmede hem de sindirimde sıkıntı yaşatır. Midede şişkinlik, hazımsızlık gibi sıkıntılara neden olur. Özellikle mide rahatsızlıkları çeken bireyler, eti 24 saat bekletmeden tüketmemelidir” diye konuştu.
ET NASIL SAKLANMALI
Beslenme ve Diyetetik Bölümü Öğretim Görevlisi Funda Esin Fakılı,, daha sonra tüketilmek üzere ayrılan etlerin saklanmasına yönelik şu önerilerde bulundu:
“Daha sonra tüketilmek üzere ayırılan et büyük parçalar şeklinde değil; kıyma, kuşbaşı gibi küçük parçalara ayrılıp, tek pişirimlik miktarlara bölünüp, buzdolabı poşetlerine koyularak buzdolaplarının buzluk kısmında veya derin dondurucuda saklanmalıdır. Buzdolabında -2 santigrat derecede 1-2 hafta, derin dondurucuda ise -18 santigrat derecede daha uzun süre et saklanabilmektedir. Pişirmek için buzluktan veya derin dondurucudan çıkartılan et, yine buzdolabının alt raflarına indirilerek çözdürülmeli ve hemen pişirilmeli, tekrar dondurulmamalıdır.”
PİŞİRME YÖNTEMİ
Et hazırlamada kullanılan kesme tahtalarında çiğ sebze ve meyveleri doğrama işleminin yapılmaması gerektiğini vurgulayan Fakılı, pişirme yöntemlerine değinerek, “Pişirme yöntemi olarak haşlama, fırınlama ve ızgara gibi yöntemler tercih edilmeli, kızartma ve kavurma yönteminden kaçınılmalıdır. Et mangal yapılacaksa; kömürleşecek şekilde kızartılmamalı. Kömürleşen etler her zaman kanser riski taşır” uyarısında bulundu.
Etin ateşe yakın olmasının B1, B12, folik asit gibi vitaminlerin kaybına yol açtığının altını çizen Fakılı, “Kurban Bayramı’nın geleneksel yemeği haline gelen kavurma, içine tereyağı veya kuyruk/iç yağı eklemeden, kendi suyunda, kısık ateşte pişirilmeli. Kavurma ve kırmızı et öğle öğününde tüketilmeli, akşam öğününde ise sebze, kuru baklagil gibi posa içeriği yüksek yemekler tercih edilmelidir. Et yanında asitli/gazlı içecekler yerine ayran, yoğurt, cacık, salata, piyaz tüketilmeli. Sebze ve meyve tüketimi artırılmalı, mangal yapılan etin yanında beyaz ekmek yerine tam tahıllı ekmek tüketilmeli” ifadelerini kullandı.
ŞEKERE DİKKAT
Bayram ziyaretlerinde şeker, çikolata, hamur tatlıları ve beraberinde tüketilen etin hem kolesterolün yükselmesine hem de kilo alımına neden olduğuna işaret eden Fakılı, ev ziyaretlerine gidilirken düşük kalorili çorba, yoğurt, meyve, salata gibi yiyecekler yenerek evden çıkılmasının ikramlara “hayır” deme şansını doğurduğunu bildirdi. Şerbetli hamur tatlıları yerine sütlü tatlıların tercih edilebileceğini anlatan Fakılı, çay ve kahvenin, yağ ve şeker içermedikleri için bayramın en masum ikramlarından görülse de içerdikleri kafein miktarından dolayı bayramda sağlığı olumsuz etkileyebileceğini kaydetti.
Aşırı kahve tüketiminin kalbin ritmini olumsuz yönde etkileyeceğini, kahvenin içerdiği kafein nedeniyle, kalpte ritim bozuklukları meydana gelebileceğini ifade eden Fakılı, “Bu da düzensiz kalp atışlarına, kalp çarpıntısına ya da taşikardi gibi rahatsızlıklara neden olabilir. Kahve tüketimini günde 2 fincandan, çay tüketimini ise 3-4 fincandan fazla olmamalıdır. Bayram süresince diyette olacak kişiler, zeytinyağlı sebze yemeği veya ızgara et ile bol yeşillikli salata ve yoğurt/ayran içeren bir menü tercih edebilir. Sağlıklı yaşamanın temel koşullarından biri olan fiziksel aktivitenin bayram süresince aksatılmamalı. Sıcak yaz günlerinde her gün en az 2-2,5 litre su tüketiminin ihmal edilmemesi gerekir" diye konuştu.
(İHA)