Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Doç. Dr. Çağlar Yıldız, idrar kaçırmanın normal bir durum olmadığını, hastalık olduğunu belirterek, şeker hastalığı başta olmak üzere bir çok hastalığın öncüsü olabileceğini söyledi.
Dr. Çağlar Yıldız, idrar kaçırma probleminin genellikle hastaların yakınlarından, eşlerinden ve çocuklarından sakladığını söyleyerek,"Çevresinde de aynı şikayetlerde bulunan kişiler olabileceği gibi bunu normalleştirmeye çalışmaktadırlar. Ancak bu durumlarda unutmamak gerekir ki idrar kaçırmak normal bir durum değildir. Bu bir hastalık belirtisidir. Ve diğer hastalıkların öncü şikayeti olarak ortaya çıkabilir. Şeker hastalığı başta olmak üzere idrar yolu enfeksiyonu veya böbreklerle ilgili problemler başta olmak üzere birde nörolojik hastalıkları sayabiliriz." dedi.
"ŞEKER VE NÖROLOJİK HASTALIKLARIN HABERCİSİ OLABİLİR"
Doç. Dr. Yıldız, idrar kaçırmanın şeker hastalığı ve nörolojik hastalıkların habercisi olabileceğini belirterek,"İlk sıkışma hissinden sonra bunu yapamadığımız zaman idrar kaçırmadan bahsediyoruz. Sebepleri içerisinde genellikle çok sayıda doğum yapmak, zor doğum öyküsü olması, iri bebek doğurmak, obezite , Kronik akciğer hastalıkları ve astım gibi sürekli öksürükle seyreden hastalıklar sayılabilir. Ama bunun yanı sıra şeker hastalığı ve nörolojik hastalıklar gibi diğer hastalıklarında habercisi olabilir. Bu açıdan dikkat etmek gerekir. İdrar kaçırmayı normla bir durummuş gibi görmemek gerekiyor. İdrar kaçırmada mutlaka hekime başvurmak gerekir. Çok basit tanı testleri var. Basit bir idrar tahlili, bir jinekolojik muayene ve beraberinde işeme günlüğü gibi, pet günlüğü gibi basit testlerle tanı koyabiliriz. Öksürüp hapşırma, ağır bir aktivitede bulunma durumunda idrar kaçırma söz konusuysa cerrahi tedavi ön plandadır. Ama tuvalete yetişememe ve tuvalete yetişmek üzereyken idrar kaçırma gibi durumlarda da ilaç tedavileriyle tedavi edebiliyoruz." ifadelerini kullandı.
"İNSANIN SOSYAL HAYATINI OLUMSUZ ETKİLEMEKTE“
Yıldız, idrar kaçırmanın sosyal veya hijyenik bir problem olduğu, insanın sosyal hayatını olumsuz etkilediğini ifade ederek,"Günlük aktivitelerinde örneğin dışarı çıkacağı zaman insanları çok kısıtlamaktadır. Her an başıma gelebilecek korkusuyla sürekli tedirgin yaşamaktadır. Dolayısıyla bu problemi ortadan kaldırmak için en kısa sürede tedavi olmalarını öneriyoruz. Basamaklı tedavi şeklinde de gidilebilir. Örneğin hastanın sıvı alımı kontrol edilebilir, neler tüketiyor, çay, sigara, alkol, kahve gibi içecekleri çok tüketiyorsa bunları sınırlamak gerekir. Yine terlik taban egzersizleri dediklerimiz fizik aktivitelerini verebiliyoruz. Bu gibi basit işlemlerle başlayıp daha sonra daha karmaşık yöntemlere geçilebilir." şeklinde konuştu.
(Onur Erden - Tolga Şardağ/İHA)