Kendisine belirli bir ömür verilen insan, hem kendine hem de insanlara hizmet etme noktasında, aynı zamanda sonsuz hayata hazırlanırken bu kısa ömrüyle çok iş yapma gayreti içinde olsa...
Kendini sürekli yenileyerek ve geliştirerek, "Nasıl faydalı olabilirim?" sorusunu kendine sıkça soran; hizmetkâr bir tavırla, yaraları sarmayı, dertlere derman olmayı kendine gaye edinen ve bunu yaparken hiçbir rahatsızlık duymayan, hatta Rabbine teşekkür eden şuurlu ve bilinçli insan.
Şimdiden duyar gibiyim, "Ben ne yapabilirim, benden ne olur?" seslerini. Senden çok şey olur. Eğer Mevla Teâlâ sana akıl vermişse, bil ki akıllı insanın elinde her şey değer kazanır. Yeter ki bunun bilincinde ol. Elindeki imkânlarla ne kadar sıkıntı kaldırabilirim, ne kadar yardım edebilirim, diye düşün.
Elindeki az bile olsa, kardeşine ver, borcu olana kolaylık sağla, bir yetimin başını okşa, tatlı dilinle yılanı deliğinden çıkar. Adım at ki, yürüyebilesin.
Sanki Yedim Camii hakkında şöyle anlatılır: Camii yaptıran kişi, canının istediği şeyi yemez, "sanki yedim" der, parasını biriktirir. Sonunda biriktirdiği parayla Sanki Yedim Camii'yi yaptırmış. Camii, Fatih Zeyrek Mahallesi'nde, isteğin ve yapabilirliğin güzel bir örneği olarak gururla durur. Bak! Gör ki gönül isteyince, niyet halis olunca, murad hasıl olur, biiznillah...
Fatih Sultan Mehmet Han, İstanbul’u fethettiğinde sadece bir hükümdar değildi. O, çocukluğundan itibaren ilimle, sanatla, stratejiyle yoğrulmuş bir gençti. "Bu iş yapılamaz" diyenlerin karşısında, çağının ötesinde düşünen bir insandı. Bir adım attı ve ardından çağ açıp çağ kapattı.
Bugün de bizim için örnek teşkil etmesi gereken bir durum var. Küçük adımlarla, dalga dalga büyüyerek toplumun ruhunu beslemeye devam edebiliriz. Atalarımız yüzyıllardır bu bilinçle yola çıktılar. Toprakları içindeki tebaası rahat, huzur içinde yaşamışlardı .Ulu çınar, onların sığınağıydı. Şimdilerde ise rahatları bozulan, huzurları kaybolan ve dara düşen devletler, yine bu çınarın gölgesine sığınıyorlar. Çünkü biliyorlar ki, bu toprakların evlatları yardım isteyen eli geri çevirmez. Biz de var olan cevheri daha çok biliyorlar. Torunlarının, dedelerine benzeyeceğini...
Sems-i Tebrizî Hazretleri (Kuddise sırruhu), "Kalk, silkelen kendine gel. Umutsuzluğa sarılma. Umutsuzluk şeytandan, ümit etmek ise Allah'tandır." buyurur. Ta ki canla başla çalışan ecdadımızın bayrağını bizler alalım.
Vira bismillah diyelim yeni başlangıçlara, umutsuzluk limanından çıkıp, yelken açalım ummanlara. Ve senden çok şey olur, unutma.
