Trabzonspor Kulüp Başkanı Ahmet Ağaoğlu, Aralık ayında yapılacak olan kongre ile ilgili olarak "Ben Trabzonspor’a hizmet etmek için geldim. Başkan olmak için değil.Bizden daha iyi hizmet edeceğine kanaat getirdiğimiz biri olursa ancak o zaman geri adım atarız ve onları hizmetine gireriz" ifadelerini kullandı
Trabzonspor Kulüp Başkanı Ahmet Ağaoğlu, Türkiye Spor Yazarları Derneği’ni ziyaret etti. Türkiye Spor Yazarları Derneği Trabzon Şubesi’nin düzenlediği Spor Masası programına konuk olan Ağaoğlu, TSYD Trabzon Şube Başkan Selçuk Kılıç ve yönetim kurulu üyelerinin yer aldığı programda gündeme dair önemli açıklamalarda bulundu.
"GELDİĞİMDE ZİRVE YARIŞI İÇİNDE OLACAĞINI SÖYLEDİM"
Takımdan beklentinin her zaman başarı olduğunu belirten Ahmet Ağaoğlu, "İki haftada şampiyon olunmuyor. İki haftada şampiyon olunmadığına göre bir haftada da umutlar kaybolmuyor. Biraz farklı bir açılardan bakmak lazım. Bu coğrafyanın insanları için her zaman söylemişimdir, bunun içerisinde ben de dahil hepimiz varız. Bizim yapımız, Türkiye insanın genel yapısından çok farklıdır. Olaylara farklı bakarız, farklı değerlendiririz. Bakış açımız farklı olduğu kadar tepkilerimiz de farklıdır. Bazı fiziksel özelliklerimizi değiştirebiliriz. Burnumuzu değiştirebiliriz ama huyumuzu değiştiremeyiz. Söylemler bir kere çok erkendi. Ligin 8. haftasındayız, arka arkaya iki maç kazanmışız şampiyonluk söylemleri başlıyor, ’Bu sene o sene’ vesaire bizim amaçladığımız bir şey vardı, büyük önem arz ediyor denilen maçlara seyircinin ilgisini ve desteğini çekebilmek. Siz de farkındasınızdır ben de bunun için yoğun bir çaba harcadım. Eğer ki bu takımdan bir beklentimiz varsa bu başarıdır. Bu takımı destekleyen en büyük unsurun camia ve taraftar olması lazım. Bazı benzetmeler yapıyorum zaman zaman, seyirci önden yolu açar, takım arkadan gelir. Bunun tersi olursa büyük camiayız diyemeyiz. Bizim bir şekilde taraftar olarak, camia olarak bütünleşip takımı bağrımıza basmamız gerekiyor. Bu takımın en fazla ihtiyacı olan şey camianın ve taraftarın sevgisi. Mahallemizden düşünelim, mahallenin sevgisine mahzar olduğunuz zaman sizin ruh yapınız da farklılaşıyor, öz güveniniz artıyor. Camiaya karşı da sorumluluk duymaya başlıyorsunuz. Bu sevgiyi veremediğiniz sürece aradaki bağlantıların kopması çok doğal. Maç öncesi bakıyoruz futbolcularımız göklere çıkartılıyor ve maç da berabere bitiyor. Berabere biten maçtan sonra bazı futbolcularımıza yönelik bazı eleştiriler oluyor. Telefonuma mesajlar geliyor mesela, ’Bizi bunun için mi çağırdın’ diye. Düşündüm, ’Acaba ben yanlış bir şey mi yaptım’ dedim. Trabzonspor’un taraftarını, Trabzonspor maçına çağırdım. Başka bir camiadan kimseyi de çağırmadım. Bizim taraftarımızı çağırdım. Bir maç ama Trabzonspor takımından başarı bekliyorsak istisnasız her maçta Trabzonspor taraftarının ve camiasının desteğine ihtiyacı var. Ancak bu şekilde iyiye gidebiliriz. Daha da gerilere gidelim. Ben geldiğimde ’Bu takımı şampiyon yapacağım’ demedim. Ama bir şey daha söyledim, ’Bu takım her zaman zirve mücadelesi verecek’ dedim. Bu süreçte şampiyonluğa da yaklaşırsak bunu alırız, alabilecek gücümüz var. Üç ayaklı bir masa olarak düşünün, olmazsa olmazı Trabzonspor camiası ve taraftarıdır. Bana kalırsa en fazla çalışmamız gereken konulardan biri bu. Bir şekilde biz, taraftar ve takım birliğini sağlamak zorundayız. Bu kadar umutsuzluğa sevk etmesi, belki geçtiğimiz yıllarda buna benzer maç kaybetmelerden sonra takımdaki düşüşün toplum üzerinde bırakmış olduğu etkinin de tezahürü olabilir. Netice olarak dönüp baktığımız zaman en iyi kadrolardan birine sahibiz’’ dedi.
"MİLLİ ARALAR TÜM DÜNYADAKİ TAKIMLAR ETKİLENİYOR"
Bilimsel bir araştırma yapılırsa milli maç aralarının tüm takımlara etki ettiğini belirten Ağaoğlu, "Fenerbahçe, Beşiktaş, Galatasaray puan kaybetti. Bu takımların geneline baktığımız zaman milli takım arasından sonra kaybedildi bu puanlar. Bunun içinde Trabzonspor da var. 9 oyuncunuzdan 10 gün uzaklaşıyorsunuz ve her biri 6 ayrı milli takıma gidiyor. 6 ayrı grup, 6 ayrı oyun sistemi, 6 ayrı düşünce 9 oyuncu kopuyor sizden, sonra geliyor kısa bir hazırlık süreci. Mental olarak incelensin oyuncular, derinliği ve sebepleri araştırılsın. Milli takım arası denilen bu sürecin Milli takıma fazla oyuncu veren takımların hepsine kötü yansıdığı görülecektir. Sıkıntılı bir maç oynayacağımızı tahmin ettiğim için ’Seyirci gelsin, bu maçı seyirci alsın’ dedim. Olabilirdi de Rodallega’nın direkten dönen topu var. Kalenin direğine vurup içeri de girebilirdi. O zaman her şey değişecek miydi, her şey dört dörtlük mü olacaktı. Oyun aynı oyun, sıkıntılar aynı sıkıntılar, zorluklar aynı zorluklar. Erzurumspor beraberliğiyle bana göre kaybedilmiş hiçbir şey yok. Ama yapılan eleştirilere baktığım zaman onarmamız gereken, üzerinde çalışmamız gereken çok şey var. Yıllarla birlikte kaybettiğimiz bir takım faktörler söz konusu, bunları belki de biraz süreç alacak ama üstünde çok çalışarak tamir etmek zorundayız’’ dedi.
"BİZ ZAMANINDA BU KULÜBÜN FORMASINA ARMAYI ELİMİZLE DİKMİŞ İNSANLARIZ"
Bazı alışkanlıklarını değiştirmeleri gerektiğini vurgulayan Ağaoğlu, "Anlık beklentiler var. 1 galibiyetten sonra atılan şampiyonluk naraları doğal olarak 1 maç kaybedildiğinde her şeyin kaybedildiği gibi algılanabiliyor. Bizim bu düşünce yapısından sıyrılmamız lazım. Camia takımı sahiplenmediği sürece, takıma o güveni vermediği sürece işimiz çok zor. Dört dörtlük bir kadro da kursanız, her şey yolunda da olsa yaşadığımız sıkıntıların tekrarı halinde başarı, hele hele kalıcı bir başarının gelmesi mümkün değil. Önümüzde bir Antalyaspor maçı var. Önemli bir maç. Yaklaşan bir genel kurul var, aday mısınız değil misiniz, yöneticileriz kim olacak, asbaşkanınız kim olacak gibi sorular doğuyor. Bizim bu gibi tartışmaların içine girecek ne zamanımız var ne de böyle bir enerjimiz var. Çok ciddi anlamda, çok çetin bir lig geçiyor. Her takım, her takımı yenebiliyor. Ligin zirvesinde bakıyorsunuz Galatasaray’la bizim aramızdaki puan farkı 5. Galatasaray’ın maç kaybetmesi, bizim üst üste iki maç kazanmamız halinde üst sıraların nasıl şekilleneceğini siz daha iyi görürsünüz. Sorumlu olduğumuz bir takımımız, futbolcularımız ve geldiğimizden beri uğraştığımız ekonomik sıkıntılarımız var. Bu ay sonuna kadar ödememiz gereken 25-30 milyon TL gibi bir ödememiz var. Her ay 30 milyon TL gibi bir ödeme yapıyor. İçeriye hiçbir şekilde nakit akışı olmayan bir kulüp ödüyor bunu. Kaldı ki 250 milyon TL’ye yakın ödeme yaptık. Ben yönetime geldiğim günden bugüne kadar 2 gece üst üste rahat uyuduğumu hatırlamıyorum. 1 haftalık süreç içerisinde 2 gün uyuduğumu hatırlamıyorum. Bütün bunlarla uğraşırken bana göre suni gündem oluşturuyorlar. Ben buraya hizmet etmeye geldim, ben buraya başkanlık yapmaya gelmedim. Böyle bir mücadelenin içerisindeydim ama 2002 yılında. Ben hizmet etmeye geldim, hizmet etmeye de devam ederim. Geri çekilmem şöyle olabilir; şartları ve verdiğimiz emek, verdiğimiz çabanın amacına ulaşabilmesi için geri adım atarım ama benden daha iyi hizmet edebilecek birini gördüğüm anda geri çekilirim ve onun hizmetine girerim. Hiç kimse benim adıma konuşma yetkisine sahip değil. ’Aday olmayacakmış’ diyorlar. Bir takım farklı beklentileri olan insanlar var. Biz kulübe hizmet ediyoruz. Biz zamanında bu kulübün formasına armayı elimizle dikmiş insanlarız. Biz bu çabayı vermiş, uğraşı vermiş insanlarız. Bizim bir tek beklentimiz var bu kulübün başarısı. Ben ve arkadaşlarım bunun için geldik, bu doğrultuda hizmet ediyoruz. Bizden daha iyi hizmet edeceğine kanaat getirdiğimiz biri olursa ancak o zaman geri adım atarız ve onları hizmetine gireriz" şeklinde konuştu.
"DAHA YAPACAK ÇOK İŞİMİZ VAR"
Yapılacak olan çok iş olduğunu ifade eden Ağaoğlu, "Yönetim olarak yapmamız gereken dünya kadar iş var. Sizlerin bilmediği de birçok iş var. Tesisler gördünüz mü arkadaşlar. Eski halinde ben yatmazdım. Benim kalmayacağım bir yerde futbolcumu yatırmam. Aslan yattığı yerden belli olur. Büyük kulüp olduğunuzu iddia ediyorsanız o ceketin üzerinize yakışması lazım. Kulüp binamız Mehmet Ali Yılmaz’ın yaptırdığı günden beri neredeyse hiç değişiklik olmadan hizmet veriyordu. Tamamen yenilendi, oda sayısı arttırıldı, lobi ve kafeterya bölümü daha şık bir hale getirildi. Oyuncuların sıkılmadan vakit geçirebilecekleri bir duruma geldi. Biz yan taraftaki binaya geçtik. Her haliyle, her şekliyle Trabzonspor Kulübü’nün büyüklüğüne yakışan bir idari binayı hizmete açtık. Antrenman sahalarımız inanılmaz kötü durumda. O sahada antrenman yapan oyuncularımızın sakatlanmama riski çok az. Benim tahminime göre 15- 20 senedir drenajları tıkalı, kozmetik bakım yapılarak idare edilmeye çalışan 3 antrenman sahamız var. Pazartesi günü 2 sahamızı kapatıyoruz ve yeniden inşa etmeye başlıyoruz. Drenajları kurularak, uygun tohumu seçilerek ekimi yapılacak ve önümüzdeki sezon açılışına kadar hizmete girmesini bekliyoruz. Bunların hepsi yapılması gereken şeyler. Büyük takım olmak sadece bonservis ücreti ve maaşı büyük futbolcuları transfer ederek olmuyor‘’ açıklamasında bulundu.
"DOĞRU İŞLER YAPINCA DOĞRU SONUÇLAR OLUŞUR"
Taraftarın bakış açısını da bu doğrultuda değiştirmesi gerektiğini ifade eden Ağaoğlu, "Taraftar sonuçta sahada oynana futbola ve başarıya bakar. Ama bunlar olmadan da kalıcı bir başarı ve büyük kulüp olarak yapmanız gereken şeylerin tamamını yapmadan, perde önünde ve perde arkasında futbolda perde arkasından yaptığınız şeyler toplum önünde prim sağlamayabilir. Ama bu yapmakla mükellef olduğunuz şeydir. İki sene üç sene sabrederseniz, onları sistemin içerisinde oturtursanız zaten başarı denen şey de kendiliğinden gelir. Bizim uğraşımız bunları bir araya getirmek. Ama üzülerek izliyorum farklı düşünce yapıları olan insanlar var, farklı sıkıntıları olan insanlar var. Yönetimdeki bazı arkadaşlarımızla veya bende sıkıntıları olan arkadaşlarımız var. Bu da doğaldır, herkes herkesi sevmek zorunda değil. Ama bu tür hesapların hep kulüp üzerinden yapıldığını görüyoruz. Benimle bir hesabı varsa, benimle görmesi lazım. Bu hep camiaya zarar veriyor hem de kulübe zarar veriyor. Toplumun da bu tür eleştirileri çok iyi analiz etmesi lazım. Böyle bir süreç bekliyor bizi. Yönetim olarak bizi bekleyen süreç bu’’ dedi.
"FUTBOL KULÜPLERİ FUTBOLDAN PARA KAZANIR"
Futbol kulüplerinin futboldan para kazandığını belirten Ağaoğlu, "Yönetime takviye yapacağız, takviye de gelip kulübün kasasına mı takviye yapacak diye bir şey yok. Borcun 1.2 milyona dayandığı bir yerde divanda da divan kurulu üyemiz ’projelerini yok’ dedi. Trabzonspor bir futbol kulübü, futbol kulüpleri de futboldan para kazanır. Trabzonspor Kulübü futboldan para kaybediyor, başka bir proje üretip para kazanacak. Bunda bir yanlış yok mu? Benfica’nın geçen yıl futboldan elde ettiği kar 90 milyon Euro. Trabzonspor, geçtiğimiz yıl futboldan uğramış olduğu zarar 300 milyon TL’nin üzerinde. HES işine mi gireceğiz? Proje ürettiğiniz zaman onun içinde de çalışmanız lazım. Hepimiz işi gücü olan insanlarız, hepimiz ayrı ayrı çalışan insanlarız ve tek bir işle uğraşıyoruz. Trabzonspor’da bir kere bu söylem bir değişsin! Proje üreterek kulübe katkı sağlamak Bu kulüp futboldan para kazanacak, futboldan para kaybetmeyecek. Yıllardır gündemde olan bir konu var. Bordo Mavi Enerji’nin üzerine alınmış olan HES projesi. Yıllardır proje diye bu konu gündeme geldi mi? Geldi projenin kralı, enerji. Kaç senedir biz bu HES ile büyüyoruz. Sen hangi projeyi üretsen senede 32 milyon TL para kazanırsın. Biz 32 veya 34 milyon TL 3 futbolcuya ve 1 teknik direktöre tazminat ödemek zorunda kaldık. Gelir getirici çalışmalarımız var. Bunları da geçtiğimiz ay içerisinde uygulamaya sokacağımız 100-150 milyon TL gelir beklediğimiz kulübe kaynak sağlayacak çalışmalarımız vardı. Fakat talihsizlik şurada; Ağustos ayı içerisinde ülkemizin içinde kaldığı ekonomik kriz bizi bu uygulamalarımızdan biraz uzaklaştırdı. Daha doğrusu bekleme ihtiyacı doğdu. Ama bir şekilde o kaynakları bir kulübün içerisine aktaracağız. Doğru zamanı bekliyoruz! Eylül ayı içerisinde tamamlanması gerekiyordu ama kurdaki dalgalanmalar, faizlerin yükselmesi bizleri bekleme periyoduna aldı. İsabetli transferler yaparsanız, futbolcu yetiştirirseniz, futbolcu satarsanız, aldığınız futbolcuya 1 Milyon Euro ödersiniz, sattığınızda 12 Milyon Euro kazanırsanız işte projenin ağa babası bu’’ ifadelerini kullandı.
"FUTBOLCULARA YAPILAN HAKSIZ ELEŞTİRİLERİN ÖNÜNDE DUVAR OLURUM"
Genç oyunculara gelen haksız eleştirilerin önünde duracağını aktaran Ahmet Ağaoğlu, ’’Yusuf Yazıcı veya Abdulkadir Ömür için geçerli değil. Kadromuzdaki tüm futbolcular için geçerli. Onlara yapılan her türlü haksız eleştirinin şiddetle karşısındayım. Gerekirse ben onların önüne duvar da olurum. Onlardaki performans düşüklüğü doğaldır, bu kadar genç yaşta bu kadar baskı sizin üzerinizde olsa sizde de herhalde aynı olumsuz etkiyi yapıldı. Kalemini eline götüren insanın ara sıra elini vicdanında da götürmesi de gerekiyor. Ben bu şekilde yapılan eleştirilerin iyi niyetli olduğuna inanmıyorum. Değerlere bu şekilde bir eleştiri yöneltildiği zaman çok ciddi şekilde bizim uğraşmamız gereken, halletmemiz gereken bir sorun olarak karşımıza çıkıyor. Bunu gündeme sokmamak için çok çaba gösterdim ben. Benim anladığım kadarıyla insanlar bu camia içerisinde uğraşacak birileri ve bir şeyler arıyorlar. Her oyuncum için geçerli. Hiçbir şekilde yapılan eleştirileri hak etmiyorlar. Futbol bir takım oyunudur, bazen bir oyuncunun performansı öne çıkar bazen geri düşer. Kaptanın karşılaştığı tepki mesela Dünya bu değil! Bir maçta seyirci, oyuncuyu ıslıklar bunda hem fikiriz ama rakip takımın oyuncusunu ıslıklar. Kendi takımının oyuncusunu yaptığı hatadan dolayı ıslıklıyorsun ve sonra şampiyonluk bekliyorsun. O hata yaptı, gol yedi de çok mu mutlu? Sen ben ne maçı kaybettiğimiz zaman sinirleniyoruz, psikolojimiz bozuluyor, keyfimiz kaçıyor. Oyuncu için her şeyin güllük gülistanlık olduğunu mu zannediyorsunuz? Mesleği o olan insandan bahsediyoruz, o insanın mesleği o. Kendine olan güvenini kaybediyor, kendini daha ileriye taşıyabilmesi için ihtiyacı olan güçten ve performanstan uzaklaşıyor. Biz maç kaybedersek bunu takıma yansıtmamak hatta oyuncunun moralini yüksek tutmak için uğraşmalıyız. 200 tane gol kurtardı, yaşasın Onur. Bir tane hatalı gol yedi ıslıklayalım Onur. Ben olabilecek her şekilde oyuncularıma gelecek tepkilerin önünde duvar olurum. Herkesin de bu düşünce doğrultusunda hareket etmesi gerektiğine inanıyorum‘’ şeklinde konuştu.
"HOCAMIZIN SÖZÜNÜN ALTINA İMZANI ATARIM"
Teknik Direktör Ünal Karaman ile her gün konuştuklarını belirten Ağaoğlu, "Hoca ancak ve ancak çözemediği zaman, halledemediği zaman veya olay sıkıntılı bir boyut olursa bu tür konuların yönetim marifetiyle çözülmek zorunda olmalı. 7/24 futbolcularla birlikte olan kişi hoca. Hocanın verdiği her beyanattan sonra da ’Hocam sen ne demek istedin’ diyemem. Biz hocamızla medya üzerinden konuşan insanlar da değiliz. Biz hocamızla her gün konuşuyoruz. Asbaşkanımız öyle, yöneticilerimiz öyle. Hocanın sorumluluk alanının içerisinde müdahale etme düşüncesinde hiç olmadık. Ama hocadan öyle bir talep gelirse, görüşme talebi gelirse olabilir. Bir oyuncuyla alakalı bir sıkıntı vardır, hoca yönetime getirir onu yönetim çözmeye çalışır. Ama Allah’a şükür öyle bir şey olmadı. Hocanın vermek istediği çok net bir mesaj var. Bu kulüp samimiyetle, dürüstlükle mücadele eden insanların kulübüdür. Ama bu insan kulübün başkanı, teknik direktörü veya malzemecisi olabilir. Bu da çok net bir mesaj ve ben de bunun altına imza atarım. Kimse farklı düşünceler içine girmesin. Hocanın düşüncesi bu, benim de düşüncem bu. Bunu yapmayan insanlarla bizim yürümemiz mümkün değil" diyerek sözlerini noktaladı.
Başkan Ağaoğlu’na Türkiye Spor Yazarları Derneği Trabzon Şubesi tarafından plaket takdim edildi.
(Gökmen Şahin /İHA)